Mektup şimdi yanımda değil.
- I don't have the letter on me now.
Yanımdaki bütün parayı Tom'a verdim.
- I gave Tom all the money I had on me.
Bob kendi başına bu çileyi aşmak zorundadır.
- Bob has to get through this ordeal on his own.
Tom şu anda kendi başına.
- Tom is on his own now.
Onun üzerinde adım var.
- It has my name on it.
Her gün onun üzerinde çalıştım.
- I worked on it day after day.
beers on me - biralar benden.
... and reinjects himself with his own blood, ...
... I'll wash his feet with my hair if he needs. ...