oldu?

listen to the pronunciation of oldu?
التركية - الإنجليزية
happened?
deal

Oldu (tamam, anlaştık) hadi hemen işe koyulalım - Deal, let's get down to work.

Tom doesn't think it's such a big deal. - Tom onun öyle büyük bir anlaşma olduğunu düşünmüyor.

Since then, a great deal of change has occurred in Japan. - O zamandan beri, Japonya'da büyük bir değişim oldu.

O.K
very well

I know very well who you are. - Kim olduğunu çok iyi biliyorum.

We think someone, and we know very well who, used the boss's cup. - Birinin patronun fincanını kullandığını ve kim olduğunu çok iyi bildiğimizi düşünüyoruz.

well

The exhibition is well worth a visit. - Sergi bir ziyarete oldukça değer.

He got well acquainted with the history of Japan. - O, Japonya tarihine iyice aşina oldu.

ok, ok
ws
of was
happened to
well, very well, okay, OK
agreed

Tom agreed that Mary's suggestions were good ones. - Tom Mary'nin önerilerinin iyi olanlar olduğunu kabul etti.

Tom was glad that Mary agreed with him. - Mary kendisiyle aynı görüşte olduğu için Tom memnundu.

okay

Do you think she's okay? I don't know. - Onun iyi olduğunu düşünüyor musun? Bilmiyorum.

I'm okay because I'm alive. - Ben hayatta olduğum için iyiyim.

done

Get it done as soon as possible. - Mümkün olduğunca kısa sürede onu yaptır.

I thanked him for what he had done. - Yapmış olduğundan dolayı ona teşekkür ettim.

oldu?
المفضلات