الإنجليزية - التركية
تعريف not having a penny, extremely poor, and having nothing of value في الإنجليزية التركية القاموس.
- penniless
- meteliksiz
- penniless
- çulsuz
- penniless
- eli boş
- penniless
- parasız pulsuz
- penniless
- parasız
İşteki başarısızlığı onu beş parasız bıraktı.
-His failure in business left him penniless.
Sorun onun beş parasız olmasıdır.
-The problem is that he is penniless.
- penniless
- züğürt
- penniless
- züğürt,parasız,broke
- penniless
- {s} fakir
- penniless
- {s} beş parasız
Sorun onun beş parasız olmasıdır.
-The problem is that he is penniless.
Öncelikle, beş parasızım, ayrıca, zamanım yok.
-For one thing, I'm penniless; for another, I don't have the time.
- penniless
- {s} kopuk
- penniless
- {s} cebi delik
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف not having a penny, extremely poor, and having nothing of value في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- penniless
not having a penny, extremely poor, and having nothing of value
الواصلة
not ha·ving a penny, ex·treme·ly poor, and ha·ving noth·ing of val·ueالنطق
Resimler
المفضلات