kocacık

listen to the pronunciation of kocacık
التركية - الإنجليزية

تعريف kocacık في التركية الإنجليزية القاموس.

koca
husband

She hated her husband. - O, kocasından nefret etti.

He proved to be an ideal husband. - İdeal bir koca olduğunu ispat etti.

koca
massive
koca
enormous

She lives alone in a house of enormous dimensions. - Kocaman bir evde yalnız yaşıyor.

The elephant is an enormous creature. - Fil kocaman bir yaratıktır.

koca
huge

A huge monster is coming down the mountain. - Kocaman bir canavar dağdan aşağıya iniyor.

Seen from the sky, the river looked like a huge snake. - Gökyüzünden bakıldığında, nehir kocaman bir yılan gibi görünüyordu.

koca
gargantuan
koca
man

They pretend to be man and wife. - Onlar karı kocaymış gibi davranıyorlar.

They became man and wife. - Onlar karı koca oldu.

koca
large

The universe is a large school. - Kainat kocaman bir okul.

The universe is a large school. - Evren kocaman bir okul.

koca
great

The news that her husband had been killed in an accident was a great shock to her. - Kocasının bir kazada hayatını kaybettiği haberi ona büyük bir şok oldu.

Her husband's illness caused her great anxiety. - Kocasının hastalığı ona büyük endişeye yol açtı.

koca
aged
koca
big

I've got a big week ahead of me. - Önümde koca bir haftam var.

What is that big building in front of us? - Önümüzdeki bu koca bina nedir?

koca
old

Her husband asked her to throw that old hat away. - Onun kocası o eski şapkasını atmasını istedi.

Mary complained about her husband again - the same old story. - Mary kocası hakkında yine yakındı - aynı eski hikaye.

koca
consort
koca
old man
koca
hubby

Mary's hubby is chubby. - Mary'nin kocası tombul.

My hubby and I used to go mountain climbing together. - Kocam ve ben birlikte dağ tırmanışına giderdik.

koca
spouse

A widow is a woman whose spouse has died. - Dul kocası ölmüş bir kadındır.

koca
fellow
koca
feller
koca
the old man
koca
goodman
التركية - التركية
Urgan bağlamak için semerlerin arka kaşına çakılan demir çengel
Koca
er
Koca
efendi
Koca
(Osmanlı Dönemi) GANEC
Koca
ağa
Koca
aşir
Koca
erkek
Koca
gübür
Koca
abuşka
Koca
(Hukuk) ZEVC
koca
Bir kadının eşi, zevç: "Koca işinden çıktıktan sonra, borç boğazı aştı."- R. N. Güntekin
koca
Büyük, ulu
koca
Büyük, geniş: "Elinde koca bir paketle döndü."- M. Ş. Esendal
koca
Bir kadının eşi, zevç
koca
Yaşlı, ihtiyar
koca
Büyük, geniş
koca
Yüksek
koca
Kocaman, iri