Mary thinks that looks are more important than personality.
- Mary görünüşlerin kişilikten daha önemli olduğunu düşünüyor.
In both appearance and personality, Tom is exactly like his father.
- Hem görünüm hem de kişilik olarak, Tom tam olarak babasına benziyor.
He is a man of character.
- O kişilikli bir insandır.
Tom is quite a character.
- Tom tipik bir kişilik.
There was room for one person in the car.
- Arabada bir kişilik yer vardı.
I don't like women without personalities.
- Kişiliksiz kadınlardan hoşlanmıyorum.