Dorenda really is a nice girl. She shares her cookies with me.
- Dorenda gerçekten iyi bir kızdır, o kurabiyelerini benimle paylaşıyor.
He married a Canadian girl.
- O, Kanadalı bir kızla evlendi.
The girl let the bird loose.
- Kız kuşu serbest bıraktı.
He looks like the yellow angry bird.
- O sarı kızgın kuş gibi görünüyor.
The Joneses love their daughter.
- Joneslar kızlarını sever.
His daughter is eager to go with him anywhere.
- Kızı onunla her yere gitmeye hevesli.
That girl whose hair is long is Judy.
- Saçı uzun olan kız Judy.
That girl who has long hair is Judy.
- Uzun saçlı o kız Judy'dir.
Mary was the only girl wearing a skirt.
- Mary etek giyen tek kızdı.
These girls use white skirts.
- Bu kızlar beyaz gömlek kullanıyor.
There was once upon a time an old Queen whose husband had been dead for many years, and she had a beautiful daughter.
- Biz zamanlar kocası yıllar önce ölmüş olan yaşlı bir kraliçe vardı ve onun da güzel bir kızı vardı.
I've got a queen of hearts.
- Benim bir kupa kızım var.
There was enormous resentment over high taxes.
- Yüksek vergiler hakkında büyük bir kızgınlık vardı.
They may feel some resentment.
- Biraz kızgınlık hissedebilirler.
Most virgins have an intact hymen.
- Çoğu bakirenin sağlam bir kızlık zarı vardır.
That girl who's wearing a scarf is a virgin.
- Bir eşarp takan o kız bakire.
Dorenda really is a nice girl. She shares her cookies with me.
- Dorenda gerçekten iyi bir kızdır, o kurabiyelerini benimle paylaşıyor.
I sometimes wonder if I am a girl.
- Bazen bir kız mıyım diye merak ediyorum.
I saw a video of a man who can fry chicken without using tongs.
- Maşa kullanmadan tavuk kızartabilen bir adamın videosunu izledim.
I like roast chicken.
- Fırında kızartılmış tavuğu severim.
That teacher tends to be partial to female students.
- Şu öğretmen kız öğrencilere düşkün olma eğilimindedir.
The female student that sat in front of the teacher is from Germany.
- Öğretmenin önünde oturan kız öğrenci Almanyalıdır.
I'm beginning to miss my girlfriend.
- Kız arkadaşımı özlemeye başlıyorum.
I really miss my girlfriend.
- Kız arkadaşımı gerçekten özlüyorum.
What's your wife's maiden name?
- Karınızın kızlık soyadı nedir?
The beautiful maiden sat on the top of the rock and combed her golden hair in the sunshine.
- Güzel genç kız kayanın tepesine oturdu ve güneşte altın rengi saçlarını taradı.
What's your wife's maiden name?
- Karınızın kızlık soyadı nedir?
Mary's maiden name is Jackson.
- Mary'nin kızlık soyadı Jackson'dur.
Dad uses fire to roast a chicken.
- Babam tavuk kızartmak için ateş kullanır.
Tom loves fried chicken.
- Tom, kızarmış tavuk seviyor.
Mary wore bunny slippers.
- Mary kız terlikleri giydi.
Tom gave his daughter a stuffed bunny.
- Tom kızına bir doldurulmuş tavşan verdi.
Jill is the only girl in our club.
- Jill Kulübümüzde tek kız.