kötümserlik

listen to the pronunciation of kötümserlik
التركية - الإنجليزية
pessimism
worrywart
kötümser
pessimistic

Tom is quite pessimistic. - Tom oldukça kötümserdir.

Don't be so pessimistic. - O kadar kötümser olma.

kötümser
downbeat
kötümser
{i} cynic
kötümser
pessimist

Always borrow money from a pessimist; he doesn't expect to be paid back. - Her zaman bir kötümserden ödünç para al; o, geri ödenmesini beklemez.

He has a tendency to be pessimistic. - Onun kötümser olma eğilimi var.

kötümser
calamity howler
kötümser
Jeremiah
kötümser
pessimistic; pessimist
politik kötümserlik
political pessimism
التركية - التركية
Her şeyi en kötü yanından ele alan, her durumu karanlık gören ve hep en kötüyü bekleyen dünya görüşü, pesimizm
Kötümser olma durumu, karamsarlık, bedbinlik, pesimizm
bedbinlik
kötümser
Her şeyi kötü yanıyla ele alan, her durumu karanlık gören, hep en kötüyü bekleyen, kötüye yorumlayan, karamsar, bedbin, pesimist, iyimser karşıtı
kötümser
Her şeyi kötü yanıyla ele alan, her durumu karanlık gören, hep en kötüyü bekleyen, kötüye yorumlayan, karamsar, bedbin, pesimist, iyimser karşıtı: "Günlerimi neşeli ve hülyalı iki kısma ayıran iki tabiatım, kötümser ve iyimser, iki felsefem vardı."- A. Ş. Hisar