Bir üniversite öğrencisi iken öyle yapardın.
- You used to do so when you were a university student.
O, arkadaşlarına karşı zorbalık yapardı.
- He used to bully his friends.
O, onun makaleyi yazmak için kullandığı bilgisayardır.
- That's the computer he used to write the article.
O araba satıcısı bu kullanılmış Toyota'nın iyi durumda olduğunu söylediğinde bana yanlış bilgi vermiş.
- That car dealer gave me a bum steer when he told me this used Toyota was in good condition.
Tom, Boston'dan nefret ederdi.
- Tom used to hate Boston.
O, bana Tom olarak hitap ederdi.
- She used to address me as Tom.
Bay Kaifu halka açık konuşmalar yapmaya alışıktır.
- Mr Kaifu is used to making speeches in public.
Herkesin önünde konuşmalar yapmaya alışık değilim.
- I'm not used to making speeches in public.
Erken kalkmaya alışkınım.
- I'm used to getting up early.
O uzun mesafe yürümeye alışkın.
- He is used to walking long distances.