in allusion to, in imitation of; following or referencing

listen to the pronunciation of in allusion to, in imitation of; following or referencing
الإنجليزية - التركية

تعريف in allusion to, in imitation of; following or referencing في الإنجليزية التركية القاموس.

after
{s} sonraki

Ben sadece öğleden sonraki toplantıya katılamayacağımı sana bildirmek istiyorum. - I just want to let you know that I can't attend this afternoon's meeting.

Yarından sonraki gün gel. - Come the day after tomorrow.

after
arkasından

Jane geyiğin arkasından elinden geldiği kadar hızlı koştu. - Jane ran after the deer as fast as possible.

Köpek sahibinin arkasından gitti. - The dog tagged along after his master.

after
conj. dikten sonra
after
yüzünden

O açlık ve yorgunluk yüzünden bayıldı, ancak bir süre sonra kendine geldi. - He fainted with hunger and fatigue, but came to after a while.

O, kötü bir soğuk algınlığı yüzünden yatakta olan kızkardeşine baktı. - She looked after her sister, who was in bed with a bad cold.

after
tarihinden sonra
after
in ardından
after
sonrası

O, öğle yemeğinden önce çok iyiydi, ama sonrasında hasta hissetti. - She was very well before lunch, but felt sick afterward.

Kısa bir mücadele sonrası, onlar kazandı. - After a brief fight, they won.

after
(Askeri) gemicilikte kıça yakın
after
-e rağmen
after
(Bilgisayar) yandaki süre sonunda
after
sonraları

Tom Pazartesi öğleden sonraları genellikle çalışmak zorunda değildir. - Tom usually doesn't have to work on Monday afternoons.

Ben öğleden sonraları sık sık verandanın üstüne oturup okurum. - I often sit on the porch and read in the afternoon.

after
den sonra
after
hakkında

Biz okuldan sonra her zaman birçok şey hakkında konuştuk. - We always talked about a lot of things after school.

Tom, o günkü olaylar hakkında yazdıktan sonra günlüğü kapattı. - Tom closed his diary after writing about that day's events.

after
-ın ardından/arkasından/peşinden
after
{e} için, yüzünden; -den dolayı
after
{e} göre

Onun görevi çocuklara bakmaktı. - Her duty was to look after the children.

Ben bu öğleden sonra Mary'yi göreceğim. - I'm going to see Mary this afternoon.

after
{s} sonra gelen

Fırtınadan sonra gelen sakinlik. - The calm that comes after the storm.

after
(bağlaç) dikten sonra
after
(sıfat) sonraki, izleyen, sonra gelen
after
(zarf) sonra, daha sonra, ardından, arkasından
الإنجليزية - الإنجليزية
after

a painting after Leonardo da Vinci.

in allusion to, in imitation of; following or referencing

    الواصلة

    in al·lu·sion to, in i·mi·ta·tion of; fol·low·ing or re·fer·en·cing

    النطق

المفضلات