التركية - الإنجليزية
تعريف i̇drak في التركية الإنجليزية القاموس.
- idrak
- {i} cognizance
- idrak
- {i} discernment
- idrak
- comprehension
- idrak
- comprehension, understanding, cognition; attainment, reaching; perception algı
- idrak
- maturation, ripening
- idrak
- attainment, reaching
- idrak
- intelligence
- idrak
- percipience, capacity to perceive
- idrak
- percipience
- idrak
- perception
- idrak
- grasp, comprehension; understanding
- idrak
- realization
- idrak
- nous
- idrak
- cognation
- idrak
- grip
- idrak
- apperception
- idrak
- perspicacity
- idrak
- appreciation
- idrak
- consciousness
- idrak
- grasp
- idrak
- mind
- idrak
- understanding
- idrak etmek
- realize
- idrak
- cognition
- idrak
- cognisance
- idrak
- comprehend
The wish to talk to God is absurd. We cannot talk to one we cannot comprehend.
-Tanrı ile konuşma arzusu saçmadır. İdrak edemediğimiz birisiyle konuşamayız.
- idrak
- intellection
- idrak
- percept
- idrak
- distinction
- idrak
- apprehension
- idrak edebilen
- comprehensive
- idrak ederek
- intellectually
- idrak edilebilir
- cognizable
- idrak edilmemiş
- unrealized
- idrak eksikliği
- incomprehension
- idrak etmek
- wake to
- idrak etmek
- get
- idrak etmek
- grip
- idrak etmek
- apperceive
- idrak etmek
- reach
- idrak etmek
- perceive
- idrak etmek
- comprehend
- idrak etmek
- 1. to perceive. 2. to grasp, comprehend; to understand. 3. to reach, attain. 4. to mature, ripen
- idrak etmek
- a) to perceive, to understand, to comprehend b) to attain, to reach
- idrak gücü
- perceptivity
- idrak ile ilgili
- cognitive
- idrak kabiliyeti
- intellect
- idrak yeteneği
- cognation
- idrak yeteneği
- perception
- idrak yeteneği olan
- percipient
- idrak yeteneği olan
- cognizant
- sinirsel idrak
- (Tıp) neurocognition
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف i̇drak في التركية التركية القاموس.
- (Osmanlı Dönemi) Anlayış. Kavrayış. Akıl erdirmek. Fehim. Yetiştirmek.Maalesef insanlar teâvün sırrını idrak edememişler, hiç olmazsa taşlar arasındaki yardım vaziyetinden ders alsınlar! İ.İ
- idrak
- Kavrayış, sağgörü
- idrak
- (Osmanlı Dönemi) anlayış, kavrayış, akıl erdirmek, fehim; yetiştirmek
- idrak
- Algı
- idrak
- Anlama yeteneği, anlayış, akıl erdirme: "Kişilik idraklerle doğar, diyenler de var."- Ç. Altan
- idrak
- Anlama yeteneği
- idrak
- Erişme, ulaşma
- idrak
- Anlama yeteneği, anlayış, akıl erdirme
- idrak etmek
- Erişmek, ulaşmak
- idrak etmek
- Akıl erdirmek, anlamak, kavramak