i̇şeme

listen to the pronunciation of i̇şeme
التركية - الإنجليزية
(Tıp) emiction
{n} urine, the making of urine
The voiding of urine
What is voided by the urinary passages; urine
işeme
micturition
işeme
urination
işemek
pee
işemek
urinate
işemek
piss
işemek
relieve oneself
glukoz işeme
(Denizbilim) glucosuria
işe
pee

Don't pee on an electric fence. - Elektrikli çit üzerine işeme.

But suddenly, Little Venusian really needs to go and pee. - Ama aniden Küçük Venüslü'nün gidip işemeye ihtiyacı var.

işemek
void
işemek
voiding
işemek
make
işe
urinate

Please, urinate in this vessel! - Lütfen bu kap içerisine işeyin.

işe
{f} pissed
işe
{f} piss

Dogs like to piss on fire hydrants. - Köpekler yangın musluklarına işemeyi severler.

If you piss on the toilet seat, wipe it off! - Klozetin üstüne işersen onu temizle.

işeme
tinkle
işeme
pee

Don't pee on an electric fence. - Elektrikli çit üzerine işeme.

My doctor told me to pee in a cup, but I got confused and peed in his ashtray. - Doktorum bana bir fincana işememi söyledi ama karıştırdım ve onun kül tablasına işedim.

işeme
piss

Can I go to the bathroom? I gotta piss. - Tuvalete gidebilir miyim? İşemem gerekiyor.

Dogs like to piss on fire hydrants. - Köpekler yangın musluklarına işemeyi severler.

işeme
{i} peeing
işeme
slash
işemek
spend a penny
işemek
make water
işemek
pass water
işemek
wet
işemek
spring a leak
İşemek
take a leak
albümin işeme
albuminuria aktutma
altına işeme
bed-wetting
işemek
wee wee
işemek
piddle
işemek
puddle
işemek
to urinate, make water, piss, pee
işemek
to pee, to piddle, to wee, to piss, to urinate
işemek
(sığır) stale
işemek
micturate
işemek
do number one
işemek
stale
işemek
weewee
kan işeme
hematuria
sık işeme hastalığı
micturition
yatağa işeme
bed-wetting
التركية - التركية

تعريف i̇şeme في التركية التركية القاموس.

işeme
İşemek işi
albümin işeme
Birçok hastalıklarda, özellikle böbrek hastalıklarında idrarda albümin bulunması durumu, aktutma
işemek
İdrar torbasında biriken idrarı dışarı atmak, çiş yapmak
İŞE
(Osmanlı Dönemi) Câsus, hafiye
İŞE
(Osmanlı Dönemi) f. Orman, sık ağaçlık
İşemek
çöğdürmek
İşemek
siymek
i̇şeme
المفضلات