hatem

listen to the pronunciation of hatem
التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) Kırılmış olan şey.* Hayvanın çok yaşamaktan dolayı zayıf olması
(Hukuk) Mühür ve imza yerine kullanılan ve kağıtlara basılan mühür
(Osmanlı Dönemi) Mühür. Üzerinde yazı olan ve mühür yerine kullanılan yüzük
(Osmanlı Dönemi) Son. En son.(...Sath-ı arzda altı ay zarfında beşerin haşrini temsil eden o sayısız haşir ve neşirlerde görünen rububiyetin o tasarruf-u aziminde pek yüksek, büyük ve ince nakışlı bir hâtemi vardır. Mahlukatın icadında görünen şu intizamlar, suhuletler, sür'atler, imtiyazlar hep o hâtemin parıltısından meydana geliyorlar. Evet her bahar mevsiminde pek hakimane, basirane, kerimane faaliyetler başlar ve hârikulâde san'atlar yapılır. M.N.)
çok cömert
Mühür
En son, bitiş nihayet
Yüzük gibi parmağa takılan mühür
Gölge oyunda çalınan zile Karagöz ustalarının verdiği ad
(Osmanlı Dönemi) mühür, son, en son
hatem
المفضلات