hapsetmek

listen to the pronunciation of hapsetmek
التركية - الإنجليزية
incarcerate
imprison
shut up
to imprison, put (someone) in prison, jail
restrain
intern
to confine (someone) to, detain (someone) in/at (a place)
jail
bar
to lock (someone, an animal) up (in)
mew
pen in
to imprison, to immure in, to confine, to put in prison/jail, to jail, to goal; to lock in, to coop sb/sth up (in sth)
detain
cage
immure
shut in
mew up
pen
lock up
confine
mure
pen up
to hold (something) without using it, retain
(Fiili Deyim ) confine to
coop up in
lock
(Kanun) secure
impound
inclose
enclose
coop up
lock in
to incarcerate
commit to prison
custody
prison
put in prison
hapsetme
imprisonment
hapsetme
{i} incarceration
hapsetme
impoundment
hapset
{f} jailed
hapset
incarcerate
hapset
{f} imprisoned
hapset
{f} jailing
hapset
{f} confine

A storm confined them to the house. - Bir fırtına onları eve hapsetti.

Where did you confine them? - Onları nereye hapsettin?

hapset
imprison
hapset
{f} jail
hapset
immure
hapsetme
{i} jailing
hapsetme
confinement
hapsetme
{i} confining
hapset
prison
hapset
intern
hapset
confining
hapset
confined

A storm confined them to the house. - Bir fırtına onları eve hapsetti.

hapset
mure
hapsetme
internment
hapsetme
prison
التركية - التركية
Bir kimseyi veya bir şeyi boşu boşuna tutmak, alıkoymak
Engellemek, sınırlamak
Bir suçluyu hapishaneye koymak
Bir yere kapatıp salıvermemek
(Osmanlı Dönemi) CED'
(Osmanlı Dönemi) EZL
(Osmanlı Dönemi) AFS
(Osmanlı Dönemi) GAZR
(Osmanlı Dönemi) RÜBUD
(Osmanlı Dönemi) REHN
(Osmanlı Dönemi) LEYT
(Osmanlı Dönemi) GAZN
(Osmanlı Dönemi) CED'A
(Osmanlı Dönemi) TECMİR
(Osmanlı Dönemi) RECEN
(Osmanlı Dönemi) MUKÂBELE
(Osmanlı Dönemi) İMSAK
(Osmanlı Dönemi) ELET
(Osmanlı Dönemi) KA'KEA
(Osmanlı Dönemi) TEKLÎ
Hapsetme
(Osmanlı Dönemi) İHBAS
hapsetme
Hapsetmek işi
hapsetmek
المفضلات