glimmer, twinkle, glitter; spark; effervescence; liveliness

listen to the pronunciation of glimmer, twinkle, glitter; spark; effervescence; liveliness
الإنجليزية - التركية

تعريف glimmer, twinkle, glitter; spark; effervescence; liveliness في الإنجليزية التركية القاموس.

sparkle
{f} kıvılcım saçmak
sparkle
köpürmek (şarap)
sparkle
köpürme (şaraptaki)
sparkle
(Bilgisayar) ateşleyici
sparkle
kıvılcımlar saçmak
sparkle
parıltı
sparkle
{f} parla

Onun gözleri elmas gibi parladı. - Her eyes sparkled like diamonds.

Mary'nin gözleri elmas gibi parladı. - Mary's eyes sparkled like diamonds.

sparkle
{f} (şarap) köpürmek
sparkle
{i} ışıma
sparkle
köpür/parla
sparkle
{i} pırıltı
sparkle
{f} parıldamak
sparkle
{i} (şaraptaki) köpürme
sparkle
parlak şahsiyet
sparkle
şaşaa
sparkle
şahsiyeti ve canlılığıyle göze batan kimse
sparkle
{f} ışımak
sparkle
kıvılcım
sparkle
(isim) parlama, ışıma, parlayış, pırıltı, parlak zekâ
الإنجليزية - الإنجليزية
{i} sparkle
glimmer, twinkle, glitter; spark; effervescence; liveliness
المفضلات