Kızlar, arılar kadar meşguldür.
- The girls are as busy as bees.
Bob bazı kızların önünde tedavi edildiği için utandı.
- Bob felt embarrassed when he was treated in front of some girls.
Birçok erkek ve kız çocuğu vardı.
- Many boys and girls were present.
Mary onun yaşındaki çoğu kız çocuğundan daha zekidir.
- Mary is smarter than most girls her age.
O, Kanadalı bir kızla evlendi.
- He married a Canadian girl.
Dorenda gerçekten iyi bir kızdır, o kurabiyelerini benimle paylaşıyor.
- Dorenda really is a nice girl. She shares her cookies with me.
O bir kız lisesinde öğretmenlik yapıyor.
- He teaches in a girls' high school.
O, bir kız lisesine gidiyor.
- She goes to a girls' high school.
Peter, çocuksu kızlardan bıktı ve gerçekten olgun bir kadınla tanışmak istedi.
- Peter was fed up with childish girls and wanted to meet a really mature woman.
Küçük kız güzel bir kadın oldu.
- The little girl grew into a beautiful woman.
Priscilla Chan, Mark Zuckerberg'in sevgilisidir.
- Priscilla Chan is the girlfriend of Mark Zuckerberg.
Bu gece kardeşimin sevgilisiyle buluşacağım.
- I'm going to meet my brother's girlfriend tonight.
Tom ve kız arkadaşı aynı sınıfta.
- Tom and his girlfriend are in the same class.
Onun kız arkadaşı Japon.
- His girlfriend is Japanese.
I'm going to meet my girl over there.''.
Amanda is a girl of 16.
Your girl turned up on our doorstep.
Stop being such a girl and punch back.
... I don't really like those L.A. girls. ...
... So everybody wants to know about you and kissing girls. ...