gelistirmek

listen to the pronunciation of gelistirmek
التركية - الإنجليزية

تعريف gelistirmek في التركية الإنجليزية القاموس.

geliştirmek
develop

They worked hard in order to develop a new machine. - Yeni bir makine geliştirmek için çok çalıştılar.

Several young engineers were employed and were devoted to developing a new computer. - Birçok genç mühendis istihdam edildi ve onlar kendilerini yeni bir bilgisayar geliştirmek için adadılar.

geliştirmek
improve

The priest tried to improve the people's morals. - Rahip insanların maneviyatını geliştirmek için çalıştı.

Roosevelt worked hard to improve America's relations with Japan. - Roosevelt, Amerika'nın Japonya ile ilişkileri geliştirmek için çok çalıştı.

geliştirmek
work up
geliştirmek
advance
geliştirmek
evolve
geliştirmek
cultivate

All you have to do is to cultivate the ability to put yourself in the other fellow's place. - Tek yapmanız gereken, kendinizi diğer arkadaşın yerine koyma yeteneğini geliştirmek.

Sports are effective to cultivate friendship. - Sporlar dostluk geliştirmek için etkilidir.

geliştirmek
reclaim
geliştirmek
soup up
geliştirmek
launch out
geliştirmek
develop , enhance
geliştirmek
build up

I want to build up my vocabulary. - Kelime haznemi geliştirmek istiyorum.

geliştirmek
to develop, build up, improve
geliştirmek
open up
geliştirmek
better

If you are to improve your English, you had better go to countries where it is spoken. - İngilizceni geliştirmek istiyorsan onun konuşulduğu ülkelere gitsen iyi olur.

I'm prepared to do anything to better myself. - Kendimi geliştirmek için her şeyi yapmaya hazırım.

geliştirmek
ameliorate
geliştirmek
enlarge
geliştirmek
boom
geliştirmek
to develop, to improve, to reform; to evolve
geliştirmek
cap
geliştirmek
{f} upgrade
geliştirmek
promote

They implemented a communication policy so as to promote their new concept. - Onlar yeni bir kavram geliştirmek için bir iletişim politikası uygulamıştır.

geliştirmek
increase
geliştirmek
flourish
geliştirmek
form
geliştirmek
build

I want to build up my vocabulary. - Kelime haznemi geliştirmek istiyorum.

geliştirmek
(Ticaret) update
geliştirmek
foster
geliştirmek
reform
geliştirmek
subserve
geliştirmek
develop to
geliştirmek
bring on
geliştirmek
evoive
geliştirmek
{f} perfect
geliş
coming

I saw him coming upstairs. - Onu üst kata gelişini gördüm.

We could all see it coming, couldn't we? - Hepimiz onun gelişini gördük, değil mi?

geliş
arrival

Keiko informed him of her safe arrival. - Keiko onun güvenli bir şekilde gelişini ona bildirdi.

She informed him of her arrival. - O, gelişi hakkında onu bilgilendirdi.

geliştirmek amacıyla oluşturulmuş mali yardım programı
(Hukuk) Instrument for Structural Policies for
geliştirme
{i} cultivation
geliştirme
refinement
geliştirme
development

For the sake of long-term interests, we have decided to sell the development department. - Uzun vadeli çıkarların uğruna, biz geliştirme departmanını satmaya karar verdik.

geliştirme
enhancement
geliş
arrivals
geliş
incidence
geliştirme
improve

Roosevelt worked hard to improve America's relations with Japan. - Roosevelt, Amerika'nın Japonya ile ilişkileri geliştirmek için çok çalıştı.

Tom really wants to improve. - Tom gerçekten geliştirmek istiyor.

geliştirme
(Ticaret) promotion
geliş
{f} brew
geliş
{f} growing

Trade between the two countries has been steadily growing. - İki ülke arasındaki ticaret sürekli gelişiyor.

geliş
{f} prospering
geliş
build up

Reading helps you build up your vocabulary. - Okumak kelime dağarcığınızı geliştirmenize yardım eder.

I want to build up my vocabulary. - Kelime haznemi geliştirmek istiyorum.

geliş
{f} flourish

The fine arts flourished in Italy in the 15th century. - Güzel sanatlar on beşinci yüzyılda İtalya'da gelişti.

Legends of vampires flourish in the Balkans. - Vampir efsaneleri Balkanlar'da gelişir.

geliş
grew
geliş
advent

The story revolves around a mysterious adventure. - Hikaye gizemli bir macera etrafında gelişiyor.

The tribe wasn't delighted about the advent of the peacemaker. - Kabile arabulucunun gelişi hakkında memnun değildi.

geliş
prosper
geliş
arrest
geliştirme
developing

We had hopes of developing tourism on a big scale. - Turizmi büyük çapta geliştirme umutlarımız vardı.

Her studies contributed greatly to developing scientific research. - Onun çalışmaları bilimsel araştırmayı geliştirmeye çok katkıda bulundu.

geliştirme
{i} overextending
bilgi dağarcığını geliştirmek
improve one's knowledge
bilgi dağarcığını geliştirmek
improve knowledge base
geliş
build#up
geliş
comings
kendimi geliştirmek
improve myself
aşırı geliştirmek
over develop
geliş
coming, advent, arrival
geliş
med. presentation (at birth)
geliş
coming, arriving, arrival; advent
geliş
incoming
geliş
forthcoming
geliştirme
build up

Reading helps you build up your vocabulary. - Okumak kelime dağarcığınızı geliştirmenize yardım eder.

I want to build up my vocabulary. - Kelime haznemi geliştirmek istiyorum.

geliştirme
progress
geliştirme
growth
geliştirme
developing, development, building up, improvement
geliştirme
improving

I'm interested in improving my German. - Almancamı geliştirmekle ilgiliyim.

I'm interested in improving my French. - Fransızcamı geliştirmekle ilgileniyorum.

geliştirme
{i} culture
geliştirme
buildup
kendini geliştirmek
better oneself
yeniden geliştirmek
redevelop
التركية - التركية

تعريف gelistirmek في التركية التركية القاموس.

geliştirmek
Gelişmesini sağlamak, gelişmesine yol açmak
geliş
Gelme işi veya biçimi: "Keklik gibi taştan taşa sekerek / Gerdan açıp gelişini sevdiğim."- Ruhsatî
geliş
Gelme işi veya biçimi
geliştirme
Geliştirmek işi
gelistirmek
المفضلات