The educational system is in transition.
- Eğitim sistemi geçiş aşamasında.
The DJ transitioned between two songs.
- DJ iki şarkı arasında geçiş yaptı.
A car lying on its side blocked the passage.
- Yan yatan bir araç geçişi engelledi.
There is no passage for big vehicles here.
- Burada büyük araçlar için geçiş yoktur.
Tom bought a VIP pass.
- Tom bir VIP geçiş aldı.
I have two passes to the game.
- Oyuna iki geçişim var.
The DJ transitioned between two songs.
- DJ iki şarkı arasında geçiş yaptı.
The transition from farm life to city life is often difficult.
- Çiftlik hayatından şehir hayatına geçiş çoğunlukla zordur.
The border crossing was crowded with people, many of whom were refugees.
- Sınır geçişi insanlarla doluydu, onların çoğu mültecilerdi.
I saw him crossing the street.
- Onun caddeyi geçişini gördüm.