Onun bisikleti bundan farklıdır.
 - His bicycle is different from this one.
Birisi bundan ne kazanır?
 - What does one profit from this?
Hayat ondan ne beklediğine karar verdiğinde başlar.
 - Life starts when you decide what you are expecting from it.
Bir dereceye kadar, biz hepimiz ondan muzdaribiz.
 - We all suffer from it to some degree.
Ondan henüz haberim yok.
 - I have had no news from him yet.
Ondan uzak durmanız sizin akıllılığınız.
 - It was wise of you to keep away from him.
Ben ona telefon etmek üzereyken, ondan bir mektup geldi.
 - Just when I was about to phone her, a letter arrived from her.
Tom, John'un ondan ödünç para almaya çalışacağı konusunda Mary'yi uyardı.
 - Tom warned Mary that John would try to borrow money from her.
Sanırım Tom senden çok şey öğrenebilirdi.
 - I think Tom could learn a lot from you.
Yakında senden haber almaktan müteşekkür olacağım.
 - I would appreciate hearing from you soon.