Birisi bundan ne kazanır?
- What does one profit from this?
Bundan ne gibi sonuçlar çıkarılabilir?
- What conclusions can be drawn from this?
Bir dereceye kadar, biz hepimiz ondan muzdaribiz.
- We all suffer from it to some degree.
Hayat ondan ne beklediğine karar verdiğinde başlar.
- Life starts when you decide what you are expecting from it.
Ondan uzun zaman haber alamadılar.
- They haven't heard from him in a long time.
Kitabı ondan ödünç aldı.
- She borrowed the book from him.
Tom, John'un ondan ödünç para almaya çalışacağı konusunda Mary'yi uyardı.
- Tom warned Mary that John would try to borrow money from her.
Çok geçmeden ondan haber alacağımızı umuyorum.
- I hope it won't be long before I hear from her.
Sanırım Tom senden çok şey öğrenebilirdi.
- I think Tom could learn a lot from you.
Senden küçük bir yardıma ihtiyacım var.
- I need a little help from you.