الإنجليزية - التركية
تعريف frightful; shocking; extremely ugly في الإنجليزية التركية القاموس.
- hideous
- iğrenç
Bazı şeyler onları temizlediğin zaman daha iğrenç olur.
-Some things get more hideous, when you clean them.
Ne iğrenç görünümlü bir kanepe.
-What a hideous-looking couch.
- hideous
- igrenç
- hideous
- korkunç bir surette
- hideous
- berbat
Tom'un berbat bir baş ağrısı vardı.
-Tom had a hideous hangover.
- hideous
- hideously iğrenç bir şekilde
- hideous
- {s} korkunç
Orada korkunç bir canavar yaşardı.
-A hideous monster used to live there.
Polis henüz bu korkunç suçu işlemiş kişiyi yakalamış değil.
-The police haven't yet caught the person who committed this hideous crime.
- hideous
- korkunçluk
- hideous
- hideousness igrençlik
- hideous
- {s} çok çirkin, iğrenç, korkunç
- hideous
- {s} çirkin
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف frightful; shocking; extremely ugly في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- hideous
A piteous and hideous spectacle. Thomas Babington Macaulay.
frightful; shocking; extremely ugly
الواصلة
frightful; shocking; ex·treme·ly ug·lyالنطق
Resimler
المفضلات