Birkaç yıl İspanya'da yaşadılar.
- Sie haben ein paar Jahre in Spanien gewohnt.
Beni birkaç dakikalığına dinleyecek misiniz?
- Wollen Sie mir ein paar Minuten zuhören?
Babam, doğum günüm için bana birkaç CD aldı.
- My father bought some CDs for my birthday.
Kırık bir çenesi var ve birkaç dişini kaybetti.
- He got a broken jaw and lost some teeth.
Birkaç gün içinde araba sürebileceksin.
- You'll be able to drive a car in a few days.
Aç olamazsın. Birkaç dakika önce abur cubur yedin.
- You can't be hungry. You had a snack a few minutes ago.
Biraz kahve ister misin?
- Do you want some coffee?
Etinin üzerine biraz tuz koy.
- Put some salt on your meat.
Biz Tom'u ziyaret ederken geçen ay bir kaç gün Boston'daydık.
- We were in Boston last month for a few days visiting Tom.
Tom bir kaç kere başını salladı.
- Tom nodded his head a few times.
Teknik Oturum Gündeminde birkaç kişi daha sonra gün içindeki bazı oturumlara katılmak istediklerinden söz ettiler.
- A few people mentioned they would like to attend some sessions later in the day on the Technical Session Agenda.
Go büyük ihtimalle benim ülkemdeki en popüler Japon oyunu olsa da o bile bazı üniversite öğrencileri dışında pek bilinmiyor.
- Although Go is probably the most popular Japanese game in my country, at most only a few university students know it.
Babam bana bir çift eldiven aldı.
- Father bought me a pair of gloves.
Annem bana kendi yapımı bir çift eldiven verdi.
- My mother gave me a pair of gloves of her own making.
Kimisi yürüyerek, diğerleri de bisikletle gitti.
- Some went on foot, and others by bicycle.
O, çok iyi olduğum bir şey değil.
- It's not something I'm very good at.
Tom'un bazı çok iyi fikirleri var.
- Tom has some very good ideas.
Tom bir parça müzisyen.
- Tom is something of a musician.
Bana o koyun etinden biraz ayır. Bir parça et için açlıktan ölüyorum.
- Save me some of that mutton. I'm starving for a bit of meat.
Biz araba içinde yaklaşık 100 mil katettik.
- We covered some 100 miles in the car.
Burası yaklaşık 500 yıl önce yapıldı.
- This was built some 500 years ago.
I am taking a couple of days off.
- Ich nehme mir ein paar Tage frei.
She bought a couple of boots.
- Sie kaufte ein Paar Stiefel.
I bought a pair of gloves.
- Ich habe ein Paar Handschuhe gekauft.
I bought a pair of shoes.
- Ich habe ein Paar Schuhe gekauft.