e-okul

listen to the pronunciation of e-okul
التركية - الإنجليزية
E-school
okul
school

She likes her school a lot. - O okulunu çok seviyor.

Please follow the school rules. - Lütfen okul kurallarına uyun.

okul müdürü
headmaster

You must go and see the headmaster at once. - Okul müdürünü hemen gidip görmelisin.

The headmaster will present the winners their prize. - Okul müdürü kazananlara ödüllerini sunacak.

okul sırası
desk
okul müdürü
principal

The principal presented each of the graduates with diploma. - Okul müdürü mezunların her birine diplomasını sundu.

The principal assured me of her honesty. - Okul müdürü onun dürüstlüğü konusunda beni ikna etti.

okul müdürü
school principal

The teacher is with the school principal. - Öğretmen okul müdürü ile birlikte.

The school principal suspended Tom for two days. - Okul müdürü Tom'u iki gün uzaklaştırdı.

okul balosu
prom

Tom rented a tuxedo for the prom. - Tom okul balosu için bir smokin kiraladı.

okul
ecole
okul
college

Tom had to drop out from college because he couldn't afford tuition. - Tom okul ücretini ödeyemediği için üniversiteyi bırakmak zorunda kaldı.

Tom taught French at a small college. - Tom küçük bir okulda Fransızca öğretti.

okul
school mektep
okul
school (of thought), école
okul harcı
tuition
okul
academy
avlu (okul, kilise)
close
ceza okul
imposition
mezun olunan okul
alma mater
okul aile birliği
parent-teacher association
okul aile birliği
(Eğitim) school council
okul arazisi
campus
okul arkadaşı
schoolfriend
okul arkadaşı
classmate
okul balosu
school dance
okul binası
hall
okul birincisi
top of the school
okul deneyimi
school experience
okul dışı
(Eğitim) extrascholastic
okul gereçleri
school supplies
okul günleri
schooldays
okul idaresi
(Eğitim) school administration
okul ilkeleri
school principals
okul kütüphaneleri
school libraries
okul kıyafeti
school uniform
okul malzemeleri
school supplies
okul muhasebecisi
bursar
okul müdürü
provost
okul müdürü
preceptor
okul müdürü
schoolmaster

One father is more than a hundred schoolmasters. - Bir baba 100'den daha fazla okul müdürüdür.

okul psikolojisi
(Pisikoloji, Ruhbilim) school psychology
okul raporları
school reports
okul sporları
school sports
okul sırası
(Eğitim) school desk
okul tatili
recess
okul veznedarı
bursar
okul yapıları
school facilities
okul yöneticileri
school administrators
okul yöneticisi kadın
matron
okul çantası
school bag
okul çevresi
school environment
okul öncesi eğitim
preschool education
okul öğretmeni
principal
sıra okul
desk
tatile girmek (okul)
break up
teknik okul
trade school
yüksek okul
college
mektep, okul
school, school
okul bahçesi
playground

Please go to the playground to play. - Oynamak için lütfen okul bahçesine gidin.

Tom fainted on the school playground. - Tom okul bahçesinde bayıldı.

okul okumak
Study
okul servisi
School service
okul taşıtı
School vehicle
askeri okul
military school
askeri okul
military academy
boş zamanlarda gidilen okul
continuation school
dini okul
religious school
gidilen okul
alma mater
gündüzlü okul
day school
ingilizce eğitim yapan okul
(Dilbilim) english medium school
karma okul
mixed school
karma okul
coeducational school
liberal okul
(Politika, Siyaset,Ticaret) liberal school
okul
shop

I go by that shop every morning on my way to school. - Her sabah okula giderken o dükkanın önünden geçiyorum.

You'll find the shop between a bank and a school. - Bir banka ve okul arasında dükkanı bulacaksın.

okul arkadaşları arasındaki bağlılık
school tie
okul arkadaşı
fellow student
okul arkadaşı
schoolfellow
okul arkadaşı
schoolfellow, schoolmate
okul arkadaşı
brother student
okul arkadaşı
schoolmate
okul ağı
school network
okul bahçesi
schoolyard
okul balosu
promenade
okul bekçisi
(Eğitim) security personnel
okul binası
schoolhouse

The teachers could not decide where to build the new schoolhouse. - Öğretmenler yeni okul binasını nereye inşa edeceklerine karar veremedi.

okul binası
school

They formed a project to build a new school building. - Onlar yeni bir okul binası inşa etmek için bir proje oluşturdu.

The new school building is expected to be completed by spring next year. - Yeni okul binasının gelecek yıl bahara bitmiş olması bekleniyor.

okul binası yapımı
school building construction
okul birincisi olmak
come top of the school
okul birincisi olmak
be top of the school
okul değiştirmek
change one's school
okul dışı eğitim
(Ticaret) nonformal education
okul dışı öğrenci
extramural student
okul dışı öğrenciler için yapılan
extramural
okul e-posta
(Bilgisayar) school email
okul fobisi
(Pisikoloji, Ruhbilim) school phobia
okul forması
school uniform
okul gemisi
school ship
okul günleri
school days
okul günü
school day
okul idaresi
schoolboard
okul ile ilgili
scholastic
okul ile ilgili olmayan
nonscholastic
okul içi
intramural
okul kampusu
school village
okul kantini
school canteen
okul kaçamağı
truancy
okul kaçağı
hookey
okul kaçağı
truant, hooky
okul kaçağı
hooky player
okul kaçağı
truant
okul kaçağı
hooky
okul kenar çubuğu
(Bilgisayar) school sidebar
okul kooperatifi
(Eğitim) school cooperative
okul korkusu
(Pisikoloji, Ruhbilim) scolionophobia
okul kravatı
school tie
okul kulübü
school club
okul kurmak
found a school
okul kurmak
establish a school
okul künyesi
school masthead
okul malzemesi
school stationery
okul masraf hesabı
(oxford) battels
okul muhasebesi
bursary
okul müdiresi
headmistress
okul müdürleri
(Eğitim) directors of schools
okul müdürü
(üniv.) provost
okul müdürü
beak
okul müdürü
headmaster, principal
okul müdürü
school manager

She was very mad and went to talk with the school manager. - O çok kızgındı ve okul müdürüyle konuşmaya gitti.

okul nasıl gidiyor
how is the school going
okul otobüsü
schoolbus
okul otobüsü
school bus

There was a yellow school bus parked in front of the fire hydrant. - Yangın musluğunun önünde park etmiş sarı bir okul otobüsü vardı.

Tom is a school bus driver. - Tom bir okul otobüsü sürücüsü.

okul parası
school fee
okul parası
tuition

Who paid your tuition? - Okul parasını kim ödedi?

okul sağlığı hizmetleri
(Tıp) school health services
okul servis
school shuttle bus
okul sistemi
school system
okul tatili
play day
okul vergileri
(Ticaret) school taxes
okul web sitesi
(Bilgisayar) school web site
okul yatakhanesi
school house
okul yerleşkesi
school village
okul yönetim kurulu
schoolboard
okul yönetim kurulu
school board
okul yılı
school year

Students are supposed to turn in reports at the end of the school year. - Öğrenciler raporlarını okul yılının sonunda teslim etmeliler.

Tom is glad the school year is finally over. - Tom sonunda okul yılının bittiğine memnun.

okul zili
school bell

I heard the school bell ring. - Okul zilinin çaldığını duydum.

okul çalışanları ve öğrencileri
school
okul çantası
satchel
okul çağı
school age
okul çağındaki çocuklar
schoolchildren
okul çocuğu
schoolchild

As it is now, many schoolchildren own a dictionary but don't really know what to do with it. - Şimdi olduğu gibi birçok okul çocuğu bir sözlüğe sahiptir ama onunla ne yapacaklarını gerçekten bilmiyorlar.

okul ödevi
schoolwork

Tom is doing well in his schoolwork. - Tom okul ödevini iyi yapıyor.

okul öncesi
preschool

Admission is free for preschool children. - Okul öncesi çocuklar için giriş ücretsizdir.

How do you know if your child is ready for preschool? - Çocuğunuzun okul öncesi eğitim için hazır olup olmadığını nasıl bilirsiniz?

okul öğretmenliği
(Eğitim) schoolteaching
okul ücreti
tuition fees
okul ücreti
school fee
okul ücreti
tuition

Tom had to drop out from college because he couldn't afford tuition. - Tom okul ücretini ödeyemediği için üniversiteyi bırakmak zorunda kaldı.

Unfortunately, I had to drop out of college because I couldn't afford the tuition. - Maalesef okul ücretini göze alamadığım için üniversiteyi bırakmak zorunda kaldım.

omuza asılan okul çantası
satchel
orta dereceli okul
secondary school
parasız okul
free school
teknik okul
technical college, tech
teknik okul
polytechnic
teknik okul
industrial school
yatılı okul
pension
yatılı okul öğrencisi
pensioner
yatısız okul
day school
yazma (okul/üniversite vb'ne)
put someone down for
yüksek lisans eğitimi veren okul
graduate school
özel okul
private school

Tom goes to a top private school. - Tom en iyi bir özel okula gidiyor.

I have a son in private school. - Özel okulda bir oğlum var.

özel okul
public school
öğrenim görülen okul
alma mater
üniversite mezunları için okul
graduate school
üniversite öncesi özel okul
preparatory school
üniversite öncesi özel okul
preparative school
التركية - التركية

تعريف e-okul في التركية التركية القاموس.

okul çocuğu
Öğrenci
yüksek okul
Üst düzeyde uygulayıcı meslek elemanı yetiştiren yüksek öğretim kurumu
etkin okul
Eğitim etkinliklerinin planlanması, uygulanması ve değerlendirilmesi konularında öğrencilere geniş çapta katılma imkânı sağlayan okul
kardeş okul
Bir okulun, toplumsal ve kültürel bakımdan yardıma ihtiyacı olduğunu belirleyip desteklediği, yardımlarda bulunduğu okul
karma okul
Karma eğitim uygulanan okul
okul
Bir okuldaki öğrenci ve görevlilerin bütünü
okul
Okuyup yazmadan başlayarak en yüksek düzeyde bilim ve sanat bilgisi vermeye kadar, çeşitli derecede toplu olarak öğretimin yapıldığı yer, mektep
okul
Her türlü eğitim ve öğretimin toplu olarak yapıldığı yer
okul
Okuyup yazmadan başlayarak en yüksek düzeyde bilim ve sanat bilgisi vermeye kadar, çeşitli derecede toplu olarak öğretimin yapıldığı yer, mektep: "Daha gelir gelmez, ayağının tozu ile vilayet merkezinin okullarını gezdi."- M. Ş. Esendal
okul
Bir bilim veya sanat kolunda ayrı nitelik ve özellikleri bulunan yöntem veya akım, ekol
okul
Ekol
okul kaçağı
Derslere girmeyip okul dışında vakit geçiren
okul kooperatifi
Okulda öğrencilerin kalem, defter, kitap, yiyecek vb. ihtiyaçlarını karşılayan kuruluş ve satış yeri
okul sonrası
Okul çağından sonraki çağ
okul sonrası
Bu çağla ilgili, bu çağa özgü
okul öncesi
Bu çağla ilgili, bu çağa özgü
okul öncesi
Çocuğun okul çağına girmesinden önceki çağı
teknik okul
Öğrencileri teknik alanlarda yetiştiren okul
özel okul
Devlet yönetiminden ayrı mülkiyeti kişiye veya bir özel kuruluşa ait eğitim öğretim yeri
e-okul
المفضلات