Tüm yapmanız gereken elinizden geleni yapmaktır.
- All you have to do is do your best.
Gerçekten onu yapmanız gerekiyor mu?
- Do you really need to do that?
Size katılmamın bir sakıncası var mı?
- Do you mind if I join you?
Pencereyi açmamın bir sakıncası var mı?
- Do you mind if I open the window?
Onu bir günde yapabilir misin?
- Can you do it in one day?
Zamanımız olduğunda onu yapacağız.
- We'll do it when we have time.
Birkaç soru sormamın sizce bir sakıncası var mı?
- Do you mind if I ask a few questions?
Tom'a yardım etmek için bir şeyler yapmak zorundayım.
- I have to do something to help Tom.
Meteor çarpmalarını önlemek için bir şeyler yapmak zorundayız.
- We have to do something to prevent meteor strikes from happening.
D'you think this outfit suits me?.
He was upstairs doing it with her.
A green shirt with orange slacks really doesn’t do it for me, I’m afraid.
... YOU KNOW, YOU'RE JUST A LITTLE BEE WITH BROKEN WINGS, ...
... I have to-- like who did you call? ...