Ben yararlı bir şeyler yapmak istiyorum.
- I want to do something useful.
Biz sadece bir şeyler yapmak zorundayız.
- We've just got to do something.
Küresel ısınmanın insan eylemlerinin sonucu olduğunu düşünüyor musunuz?
- Do you believe global warming is the result of human actions?
O, yankesicilik eyleminde yakalandı.
- He was caught in the act of pickpocketing.
Bu çok nazik bir davranıştı.
- That was a very kind act.
Davranışlarımı açıklamak benim için zor.
- It's hard for me to explain my actions.
Newton'un üçüncü hareket kanununa göre her eylemin eşit ve zıt tepkisi vardır.
- According to Newton's Third Law of Motion Every action has an equal and opposite reaction.
İşe git, çocuklarını okula gönder. Modayı takip et, normal hareket et, kaldırımda yürü, televizyon izle. Yaşlılığın için para biriktir. Kanunlara uy. Benimle birlikte tekrarla: Ben özgürüm.
- Go to work, send your kids to school. Follow fashion, act normal, walk on the pavements, watch TV. Save for your old age. Obey the law. Repeat with me: I am free.
Onlardan biri bir aktör, birini öldürme numarası yapacak.
- One of them is an actor, who is going to pretend to murder someone.
Aslında, bunu bilmem gerekir. Bir dakika bekle, hatırlamama izin ver, Kesinlikle! Radyum elementinin atom numarası 88'dir
- Actually, I should know it. Wait a minute, let me remember. Exactly! The atomic number of radium is 88.
Onu kendin yapmalısın.
- You must do it yourself.
Zamanımız olduğunda onu yapacağız.
- We'll do it when we have time.
Ceza hukuku, ceza yasası olarak da bilinen, bir suç olarak sınıflandırılmış olan bir hareket için takibat gerektirir.
- Criminal law, also known as penal law, involves prosecution for an act that has been classified as a crime.
Tom deniz evinin yasa dışı eylemler için kullanıldığını bilmediğini iddia etti.
- Tom claimed that he didn't know his beach house was being used for illegal activities.
Çocuk gibi davranmaktan vazgeç.
- Quit acting like a child.
Bir aktörmüş gibi davranmak istiyorum.
- I wish to pretend to be an actor.
Tarihi sahne kapıcısı, Tom Skeleton, eskimiş koltuğunda oturdu, aktörlerin soyunma odalarından taş merdivenlerden yukarı gelirken dinledi.
- Tom Skeleton, the ancient stage doorkeeper, sat in his battered armchair, listening as the actors came up the stone stairs from their dressing rooms.
O, Amerikan sahnesinde en iyi aktör oldu.
- He became the finest actor on the American stage.
Gerçekten onu yapmanız gerekiyor mu?
- Do you really need to do that?
Onu yapmanızda size yardım etmemizi ister misiniz?
- Do you want us to help you do that?
Filmde oynamak ister misin?
- Do you want to act in a movie?
He was upstairs doing it with her.
A green shirt with orange slacks really doesn’t do it for me, I’m afraid.
... driven package is something that will always remain. ...
... great when you extracted something from the lapd so Quarrymen and shepherds were ...