dishonesty; immorality; decay

listen to the pronunciation of dishonesty; immorality; decay
الإنجليزية - التركية

تعريف dishonesty; immorality; decay في الإنجليزية التركية القاموس.

corruption
(Avrupa Birliği) yolsuzluk

Yolsuzluk dünya genelinde birçok ülkelerde ciddi bir sorundur. - Corruption is a serious problem in many countries around the world.

Hayatını yolsuzlukla mücadeleye adadı. - He dedicated his life to fighting corruption.

corruption
{i} bozulma
corruption
yozlaşma/bozulma
corruption
{i} ahlaksızlık
corruption
doğru yoldan saptırma
corruption
ayartma
corruption
(Kanun) görevi kötüye kullanma
corruption
ahlaksız olma
corruption
namussuzluk
corruption
(sağlık) bozulma
corruption
rüşvet yiyicilik
corruption
kötüleştirme
corruption
zayıflama
corruption
{i} rüşvet

Birçok siyasetçi rüşvet, seçmen dolandırıcılığı ve kamu parasının çalınması ile suçlandı. - Many politicians were accused of corruption, voter fraud and theft of public money.

O, genişleyen bir rüşvet skandalıyla ithaf edilen ilk ulusal siyasetçi. - He is the first national politician to be named in a widening corruption scandal.

corruption
(isim) bozulma, bozma, çürüme; ahlaksızlık, fesat, rüşvetçilik, rüşvet; yozlaştırma
corruption
{i} yozlaştırma
corruption
{i} bozma
corruption
{i} fesat
corruption
{i} (birini) doğru yoldan saptırma, ayartma
الإنجليزية - الإنجليزية
{i} corruption
dishonesty; immorality; decay
المفضلات