التركية - الإنجليزية
تعريف derinden في التركية الإنجليزية القاموس.
- profoundly
I was profoundly disturbed by this news.
-Ben bu haberden derinden rahatsız oldum.
Tom sighed profoundly.
-Tom derinden içini çekti.
- deeply
His speech deeply affected the audience.
-Konuşması dinleyicileri derinden etkiledi.
Being deeply thankful, he tried to express his thanks.
-Derinden minnettar olduğu için, teşekkürlerini ifade etmeye çalıştı.
- (a sound) from far away; from the depths
- deep
I was deeply impressed by the scenery.
-Manzaradan derinden etkilendim.
Tom is deeply in love with Mary.
-Tom Mary'ye derinden âşık.
- derinden etkileyici
- affecting
- derinden gelen
- deep-seated
- derinden gelen
- strong
- derinden bağlı olmak
- be deeply loyal to
- derinden bağlı olmak
- deeply attached
- derinden bağlı olmak
- deeply committed to
- derinden bağlı olmak
- deeply bound up with
- derinden derine
- from far away
- derinden derine
- (a sound) from far away
- derinden gelen ses
- boom
- derinden kesmek
- (deyim) cut open
- derinden sarsmak
- give someone a deep shock
- Durgun sular derinden akar
- Still waters run deep
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف derinden في التركية التركية القاموس.
- Pek belli olmayan uzak bir yerden
- İçten
- En ince ayrıntısına kadar, etraflıca
- dikçe
- derinden derine
- Uzaklardan
- derinden derine
- En iyi biçimde, en ince ayrıntılarına kadar