damarlı

listen to the pronunciation of damarlı
التركية - الإنجليزية
bad-tempered, surly, intractable
veined; veinous; venous
venose
marble
marbled
streaked
(Botanik) vascular
veined, vascular; striate, striated
veined
venous
ribbed
cloudy
(ağaç) streaky
grainy
vas
striated
vascular
curly grain
damar
{i} vessel

The nurse hit a blood vessel. - Hemşire damardan enjeksiyon yaptı.

Blood flows through blood vessels. - Kan, kan damarları aracılığıyla akar.

damar
vein

When he shouted, the veins in his neck stood out clearly. - O bağırdığında onun boyun damarları açıkça görünüyordu.

Tom has varicose veins. - Tom'un varisli damarları var.

damarlı akik
onyx
damarlı kablo
stranded cable
damarlı yapmak
grain
damarlı yüzey
grain
damar
vascular
damar
rift
damar
core
damar
(Madencilik) lode
damar
(Coğrafya) seam
damar
(Madencilik) large
damar
(İnşaat) veining
damar
bad temper
damar
stem
sık damarlı
close-grained
ağacı damarlı boyamak
grain
damar
vein (in marble, a rock); seam; lode
damar
blood vessel, vein; vein, lode; vein, character; bad temper
damar
phlebo
damar
(ağaç vb.) streak
damar
string
damar
vein, artery, or vessel (in which blood flows)
damar
(yaprak) nerve
damar
blood vessel

Blood flows through blood vessels. - Kan, kan damarları aracılığıyla akar.

The nurse hit a blood vessel. - Hemşire damardan enjeksiyon yaptı.

damar
grain

It's easier to cut wood with the grain. - Tahtayı damar yönünde kesmek daha kolaydır.

damar
scrapeam
damar
vas
damar
vaso
düzgün damarlı
even-textured
ince damarlı
(ağaç) close grained
kaba damarlı
(ağaç) coarse grained
mavi damarlı peynir
blue cheese
ters damarlı
cross grained
ıtalyan damarlı peyniri
Gorgonzola
الإنجليزية - الإنجليزية

تعريف damarlı في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.

damar
any of various hard resins from trees of the family Dipterocarpaceae and of the genus Agathis; especially the amboyna pine
damar
{i} dammar, hard resin used in making varnish and oil paints
التركية - التركية

تعريف damarlı في التركية التركية القاموس.

DAMARLI
Damarı gözle görülecek kadar kabarmış olan
DAMARLI
Damarı olan
DAMAR
(Osmanlı Dönemi) Mermer ve ona benzer dalgalı şeylerdeki çizgiler
DAMAR
(Osmanlı Dönemi) Irk
DAMAR
(Osmanlı Dönemi) t. İstidad. Huy, tabiat, inat
DAMAR
(Osmanlı Dönemi) Damar veya köke benzeyip bir cismin her tarafına uzanan yollar
DAMAR
(Osmanlı Dönemi) Toprağın içindeki maden filizleri ve su tabakası
DAMAR
(Osmanlı Dönemi) İnsan bedeninde kanın dolaştığı yollar, şiryan
Damar
reg
Damar
filon
Damar
(Osmanlı Dönemi) MEZHAR
Damar
via
damar
Kanın vücudun çeşitli kısımlarına taşınmasını sağlayan kanal
damar
Başka türden katmanların arasında bulunan sıvı, maden veya mineral katmanı
damar
Böceklerde kanat zarını dik tutmaya yarayan organ
damar
Soy, yaradılış
damar
Böceklerde kanat zarınıdik tutmaya yarayan organ
damar
Huy, mizaç. İçinde ongun besi suyunun dolaştığı odunsu dokudan boru
damar
Mermerde, bazıtaşlarda ve tahta kesitlerinde renk ayrılığı gösteren dalgalı çizgi
damar
Mermerde, bazı taşlarda ve tahta kesitlerinde renk ayrılığı gösteren dalgalı çizgi
damar
Canlı varlıklarda kanın veya besleyici sıvıların dolaştığı kanal: "Alnında ve şakaklarında şişen damarlar ağrıyordu."- P. Safa
الإنجليزية - التركية

تعريف damarlı في الإنجليزية التركية القاموس.

damar
ağaç reçinesi
damarlı
المفضلات