daki̇ka

listen to the pronunciation of daki̇ka
التركية - الإنجليزية

تعريف daki̇ka في التركية الإنجليزية القاموس.

dakika
minute

Another ten minutes' walk brought us to the shore. - On dakikalık bir başka yürüyüş bizi kıyıya getirdi.

An Englishman, a Belgian and a Dutchman enter a pub and sit down at the counter. Says the barkeeper, Wait a minute, is this a joke or what? - İngiliz, Belçikalı ve Hollandalı bir meyhaneye girer ve tezgahta otururlar. Barmen söyler, Bir dakika bekleyin, bu bir şaka mı ne?

dakika
minutes

Walking from the station to the house takes only five minutes. - İstasyondan yürüyerek eve gitmek sadece beş dakika.

Stir once every fifteen minutes. - Her on beş dakikada bir kez karıştırın.

dakika
min

The bus will arrive at the station in fifteen minutes. - Otobüs on beş dakika içinde istasyona gelecek.

Walking from the station to the house takes only five minutes. - İstasyondan yürüyerek eve gitmek sadece beş dakika.

dakika
1.minute
dakika
(Matematik) minute, minute of arc
dakika bekle
(Bilgisayar) minutes
dakika hacmi
(Tıp) minute volume
dakika kolu
minute hand
dakika sonra
minutes later
dakika başına
per minute
dakika başına kelime
(Askeri) words per minute
dakika boş kalırsa ayrıl
(Bilgisayar) minutes of inactivity
dakika ücreti ne kadar
How much per minute
dakikalar
{i} sands
devir/dakika
(Otomotiv) revolutions per minute
sayfa/dakika
(Bilgisayar) ppm
sayfa/dakika
(Bilgisayar) pages per minute
dakika
jiffy
dakika
instant
dakika
punctual
11 dakika
11 minutes
Dakka
dacca
bir dakika
one minute

One minute has sixty seconds. - Bir dakikada altmış saniye vardır.

That clock is one minute fast. - O saat bir dakika ileri.

dakika
mınutes
dakikalar
moments
son dakika haberi
news flash
2 dakika ücreti ne kadar
How much does it cost for 2 minutes
Personel İdare Bürosu; harekat / dakika
(Askeri) Office of Personnel Management; operations per minute
bir dakika
a) a minute b) just a minute
bir dakika
just a moment

Just a moment. Can I just finish? - Bir dakika. Ben sadece bitirebilir miyim?

Could you please wait just a moment for us? Then we'll go with you. - Bizim için sadece bir dakika bekleyebilir misiniz lütfen? Sonra biz sizinle geleceğiz.

bir dakika lütfen
Just a moment please
birkaç dakika içinde
in a couple of minutes
burada bir dakika bekleyin lütfen
Wait here a moment please
dakika
mo
ft3/dakika
(Bilgisayar) cfm
gallon/dakika
(Askeri) gallons per minute
galon/dakika
(Otomotiv) gallons per minute
on dakika beklemeniz gerekebilir
It will be about a ten minute wait
onbeş dakika
quarter
sizi bir dakika rahatsız edebilir miyim
May I bother you for a moment
son dakika değişikliği
deathbed repetance
yürüyerek beş dakika tutar
It's about a five minute walk
التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) (C.: Dakaik) Zaman mikyası olarak bir saatin bölündüğü altmış parçadan beheri. Altmış saniyelik zaman
(Osmanlı Dönemi) Daire dereceleriyle başka ölçülerde her derecenin bölündüğü parçalar ki bunlar da saniyelere ayrılırlar
(Osmanlı Dönemi) İnce fikir, mülâhaza, nükte
dakika
Bir saatlik zamanın altmışta biri: "On dakika bir mecliste insanların susması korkunç bir şeydir."- S. F. Abasıyanık
dakika
An, zaman: "Bundan sonra sizi her dakika arayacağım."- C. Uçuk
dakika
An, zaman
dakika
Bir saatlik zamanın altmışta biri
dakika
Bir derecenin altmışta biri
dakika ibresi
(Televizyon) yelkovan
aşirei dakika
(Osmanlı Dönemi) bir dakikanın 167 trilyon 961 milyar 600 milyonda biri
daki̇ka
المفضلات