Ona yetişmek için adımlarımı hızlandırdım.
- I quickened my steps to catch up with her.
O, diğer üyelere yetişmek için çok hızlı koştu.
- She ran very fast to catch up with the other members.
Daha sonra yakalayacağız.
- We'll catch up later.
Sıkı çalışıp sınıfındaki herkesi yakalamak zorunda.
- She has to study hard and catch up with everybody in her class.
Onu yakalamak için mümkün olduğu kadar hızlı koştum.
- I ran as fast as possible to catch up with her.
Kayıp zamanı yakalamak zorundayız.
- I have to catch up the lost time.
Tom'a yetişmek için koşmak zorunda kaldım.
- I had to run to catch up with Tom.
O yakında Tom'a yetişecek.
- He'll soon catch up with Tom.