boyunduruk

listen to the pronunciation of boyunduruk
التركية - التركية
Güreşte bir oyun
Zulüm ve zorbalık baskısı, esaret: "Şark milletleri, zalimlerin boyunduruğu altında, uzun zamandan beri cehaletin karanlığına çömelerek yaşadılar."- P. Safa
Zulüm ve zorbalık baskısı, esaret
Kapı yada pencere gibi açıklıkların üzerine konulan ağaç, taş veya beton kiriş, lento
öküzleri koşmaya yarayan ağaçtan aygıt
Bakraç ve kova taşımak için kullanılan ve boyun arkasından iki omuza geçirilen, iki ucu çengelli uzun ağaç dalı
Mengenenin üst yanındaki kemer biçimli bölüm
Çift süren veya arabaya koşulan hayvanların birlikte yürümelerini sağlamak için boyunlarına geçirilen bir tür ağaç çember
Kapı veya pencere gibi açıklıkların üzerine konulan ağaç, taş veya beton kiriş, lento
Güreşte hasmın başını koltuk altına alıp boynuna kol dolama oyunu
nir
seramac
lento
(Osmanlı Dönemi) ÇUG
esaret
boyunduruk parası
Bir mahalleden veya köyden başka yere gelin götürülürken, kaynatanın, gelinin ayrıldığı yerin delikanlılarına verdiği bahşiş
boyunduruk
المفضلات