borsacı

listen to the pronunciation of borsacı
التركية - الإنجليزية
stockbroker

I'm Tom's stockbroker. - Ben Tom'un borsacısıyım.

Tom isn't your typical stockbroker. - Tom sizin tipik borsacınız değil.

Broker, stockbroker
speculator
(Ticaret) stock broker
broker
bull
exchange broker
stockjobber
exchange
borsa
stock market

He lost a fortune in the stock market. - O, borsada bir servet kaybetti.

The stock market crash of October 1987 in New York is still vividly remembered. - New York'ta Ekim 1987 borsa krizi hâlâ etkili bir şekilde hatırlanmaktadır.

borsa
stock exchange

This company is listed on the New York Stock Exchange. - Bu şirket, New York Borsasında işlem görüyor.

Communists don't believe in the stock exchange, which is really a big casino. - Koministler gerçekten büyük bir kumarhane olan borsaya inanmazlar.

borcunu ödemeyen borsacı
lame duck
borsa
money-market
borsa
(Ticaret) organized market
borsa
(Kanun) stock exhange
borsa
rialto
borsa
market

In the Tokyo stock market, stocks of about 450 companies are traded over the counter. - Tokyo borsasında, aşağı yukarı 450 şirketin hisse senetleri sayaç üzerinde işlem gördü.

He made a killing by investing in the stock market. - Borsada yatırım yaparak bir vurgun yaptı.

kara borsacı
black duck
borsa
share market
borsa
exchange

Communists don't believe in the stock exchange, which is really a big casino. - Koministler gerçekten büyük bir kumarhane olan borsaya inanmazlar.

New York is the center of the stock exchange in America. - New York Amerika'da borsanın merkezidir.

borsa
change
borsa
money market
borsa
stock exchange, exchange, market
borsa
bourse
borsa
(Hukuk) stock market exchange
التركية - التركية
Değerli kâğıt, para ve tahvil üzerine borsa oyunu yapan kimse
BORSA
(Osmanlı Dönemi) (Ticarette) Vasıfları belli ölçülere uyan yani standartlaştırılabilen malların örnekleri üzerinden alım satımının yapıldığı devlet kontrolü altında teşkilâtlanmış pazar yeri
Borsa
(Hukuk) BROS
borsa
Bazı tüccarların ve özellikle sarraflarla değerli kâğıt ve tahvil alışverişiyle uğraşanların alım satım ve değişim amacıyla devlet denetimi altında iş yaptıkları yer: "Borsada istediği gibi oynuyordu fiyatlarla."- N. Cumalı
kara borsacı
Kara borsacılık yapan kimse
borsacı
المفضلات