I'd like to stay one more night. Is that possible?
- Bir gece daha kalmak istiyorum. Mümkün mü?
In addition many groups have been formed so that the elderly can socialize with one another and remain active participants in American life.
- Ek olarak yaşlılar birbirleriyle sosyalleşebilsin ve Amerikan hayatının aktif üyeleri olarak kalabilsinler diye birçok topluluk kurulmuştur.
I don't have a single enemy.
- Benim tek bir düşmanım yok.
Get both a phone and internet access in a single package!
- Tek bir pakette hem bir telefon hem de bir internet erişimi alın!
Is there anything to drink in the refrigerator?
- Buzdolabında içilebilecek herhangi bir şey var mı?
He needs something to drink.
- İçecek bir şeye ihtiyacı var.
It isn't a real apartment.
- O, gerçek bir daire değildir.
The twins were so alike that it was difficult to tell them apart.
- İkizler o kadar benziyorlardı ki birbirinden ayırt etmek zordu.
He read the poem in a monotone.
- O, şiiri monoton bir şekilde okudu.
You shouldn't sleep with a coal stove on because it releases a very toxic gas called carbon monoxide. Sleeping with a coal stove running may result in death.
- Kömür sobasıyla uyumamalısınız. Çünkü karbonmonoksit olarak adlandırılan çok zehirli bir gaz içerir. Kömür sobasıyla uyumak ölümle sonuçlanabilir.
Please put a lump of sugar in my coffee.
- Kahveme bir küp şeker koyun lütfen.
One lump of sugar, please.
- Bir küp şeker, lütfen.
They all have arms, legs, and heads, they walk and talk, but now there's SOMETHING that wants to make them different.
- Onların hepsinin, kolları, bacakları, ve kafaları var,onlar yürürler ve konuşurlar, ama şimdi onlara farklı yapmak isteyen bir şey var.
Nobody can be a head coach of a soccer team without being a soccer player.
- Hiç kimse futbolcu olmadan bir futbol takımının teknik direktörü olamaz.
Don't lend money to someone who can't have a morning erection.
- Sabah ereksiyonu olmayan birine ödünç para verme.
They erected a statue in memory of Gandhi.
- Onlar Gandhi'nin anısına bir heykel diktiler.
The United States borders Canada.
- Amerika Birleşik Devletleri, Kanada ile komşudur.
Which language is spoken in the United States of America?
- Amerika Birleşik Devletleri'nde hangi dil konuşuluyor?
Unity is better than money.
- Birlik paradan daha iyidir.
The Emperor is the symbol of the unity of the people.
- İmparator, halkın birliğinin sembolüdür.
I thought we were going to go somewhere.
- Bir yere gideceğimizi düşünmüştüm.
You know that two nations are at war about a few acres of snow somewhere around Canada, and that they are spending on this beautiful war more than the whole of Canada is worth.
- Kanada civarında bir yerde birkaç dönüm karla ilgili iki ulusun savaşta olduğunu ve bu güzel savaşa tüm Kanada'nın değdiğinden daha çok para harcadıklarını bilirsiniz.
The media got wind of a rumor about his engagement and came quickly.
- Medyanın onun sözleşmesi ile ilgili bir söylenti rüzgarı vardı ve hızlı geldi.
Bob has been engaged to Mary for over a year.
- Bob, Mary ile bir yılı aşkın bir süredir nişanlıdır.
This is a nice change of pace.
- Bu hoş bir değişiklik.
After a hectic few days at work, Tom is looking forward to a change of pace.
- İşte yoğun geçen birkaç günden sonra, Tom bir değişikliği iple çekiyor.
I sometimes wonder if I am a girl.
- Bazen bir kız mıyım diye merak ediyorum.
I've brought you a little something.
- Sana küçük bir şey getirdim.
Macbeth raised an army to attack his enemy.
- Macbeth, düşmanına saldırmak için bir ordu yetiştirdi.
She attacked him with a baseball bat.
- O, bir beyzbol sopası ile ona saldırdı.
This is the first time I've ever squashed a cockroach.
- Şimdiye kadar ilk defa bir hamam böceği ezdim.
Have you ever squashed a fly with your hand?
- Sen hiç elinle bir sinek ezdin mi?