belirlenmiş

listen to the pronunciation of belirlenmiş
التركية - الإنجليزية
(Askeri) specified
set
designated

Stop drinking. You're the designated driver. - İçmeyi bırak. Belirlenmiş sürücü sensin.

Tom volunteered to be the designated driver. - Tom belirlenmiş sürücü olmaya gönüllü oldu.

determined
given
(Hukuk) particular
established
appointed

You are ten minutes behind the appointed time. - Belirlenmiş sürenin on dakika gerisindesin.

scheduled
certain
noted
fixed
posited
termed
(Dilbilim) fixed ration
limited
(Dilbilim) fixed choice
stated
belirlenmiş / hesaplanmış müdahale fiyatı
(Hukuk) derived intervention price
belirlenmiş ilgi sahası
(Askeri) named area of interest
önceden belirlenmiş
predetermined

In the same way as Hegel, Panovsky's notion of the dialectic makes history follow a predetermined course. - Hegel'le aynı şekilde, Panovsky'nin diyalektik kavramı tarihe önceden belirlenmiş bir rotayı izlettirir.

belirle
{f} determined

The lawyer determined his course of action. - Avukat eylemin rotasını belirledi.

One's lifestyle is largely determined by money. - Kişinin yaşam tarzı, büyük ölçüde para ile belirlenir.

belirle
(Bilgisayar) specs
belirle
(Bilgisayar) set

First settlers were highly educated and set Puritanism as first American principle. - İlk yerleşimciler hayli eğitimliydiler ve Püritenizm'i ilk Amerikan ilkesi olarak belirlediler.

I set some goals for myself. - Ben kendim için bazı hedefler belirledim.

belirle
(Bilgisayar) identify

Can you identify which coat is yours? - Hangi ceketin seninki olduğunu belirleyebilir misin?

Planets are easy to identify because they don't twinkle like stars do. - Gezegenleri belirlemek kolay, çünkü yıldızlar gibi parıldamazlar.

belirle
{f} determining

What was the determining factor in this case? - Bu durumda belirleyici faktör neydi?

belirle
stake out
belirle
determine

One's lifestyle is largely determined by money. - Kişinin yaşam tarzı, büyük ölçüde para ile belirlenir.

Our lives are determined by our environment. - Yaşamlarımız çevremiz tarafından belirlenir.

önceden belirlenmiş
prearranged
belirle
appointing
dini tören için belirlenmiş saatler
canonical hours
evlenme töreni için belirlenmiş saatler
canonical hours
önceden belirlenmiş sonuç
fix
belirlenmiş
المفضلات