Bu insanlar önyargılı.
- These people are prejudiced.
Kadın sürücülere karşı önyargılıydı.
- He was prejudiced against women drivers.
Sami'nin görüşü ciddi şekilde bozulmuştu.
- Sami's vision was severely impaired.
Sigara içmek sağlığını etkiler.
- Smoking affects your health.
İnsanın beden ve aklı birbirine öylesine bağlıdır ki birini etkileyen diğerini de etkiler.
- The body and the mind of man are so closely bound together that whatever affects one affects the other.
Önerilen kanun önemli ölçüde kusurlu.
- The proposed law is significantly flawed.
Önerilen kanun esasen kusurludur.
- The proposed law is fundamentally flawed.