Tom diye biriyle karşılaştık.
- We met a man named Tom.
Bir zamanlar Tom diye birini tanırdım; ama bu çok uzun zaman önceydi.
- I once knew somebody named Tom, but that was a long time ago.
Bu kafatası ve çizgileri, 17. yüzyılın sonlarında İngiltere'de faaliyet gösteren dünyaca ünlü Kaptan Kidd'e dayanılarak adlandırılmıştır.
- This skull and crossbones was named based on the world-famous Captain Kidd who was active in late 17th century Britain.
Kurban adlandırılmadı.
- The victim hasn't been named.
Slim adında bir adam o kazada öldürüldü.
- A man named Slim was killed in that accident.
George adında bir adam bir otelde kalıyordu.
- A man named George was staying at a hotel.
Tom görünüşte Mary adlı bir kızla çıkıyor.
- Tom is apparently dating a girl named Mary.
Ben Ken adlı uzun boylu bir adamla tanıştım.
- I met a tall man named Ken.
Ölüm koğuşunda Tom Jackson denilen bir adam var.
- There's a guy named Tom Jackson on death row.
Tom denilen birini hatırlamıyorum.
- I don't remember anyone named Tom.
... the city was of course named after the greek goddess of fertility and sexuality ...
... Ledbetter bill. And it's named after this amazing woman who had been doing the same ...