called; having the name, identified as; mentioned; having a name

listen to the pronunciation of called; having the name, identified as; mentioned; having a name
الإنجليزية - التركية

تعريف called; having the name, identified as; mentioned; having a name في الإنجليزية التركية القاموس.

named
{f} adlandır

Ocak 2011 itibariyle, Jüpiter'in 50 tane adlandırılmış uydusu vardır. 13 tane daha keşfedildi ama resmi statü veya isim verilmemiştir. - As of January 2011, Jupiter has 50 named moons. 13 more have been discovered but not given official status or names.

Bu kafatası ve çizgileri, 17. yüzyılın sonlarında İngiltere'de faaliyet gösteren dünyaca ünlü Kaptan Kidd'e dayanılarak adlandırılmıştır. - This skull and crossbones was named based on the world-famous Captain Kidd who was active in late 17th century Britain.

named
adında

Slim adında bir adam o kazada öldürüldü. - A man named Slim was killed in that accident.

Tom'un Mary adında bir kız kardeşi var. - Tom also has a sister named Mary.

named
adlandırılan
named
{s} adlı

Onun Mary adlı bir kızı var. - She has a daughter named Mary.

Tom görünüşte Mary adlı bir kızla çıkıyor. - Tom is apparently dating a girl named Mary.

named
{s} denilen

Tom denilen birini hatırlamıyorum. - I don't remember anyone named Tom.

Ölüm koğuşunda Tom Jackson denilen bir adam var. - There's a guy named Tom Jackson on death row.

الإنجليزية - الإنجليزية
{s} named
called; having the name, identified as; mentioned; having a name
المفضلات