The lady is now drinking water.
- Bayan şimdi su içiyor.
Don't get sassy with me young lady!
- Bana sırnaşmayın genç bayan!
There is a madam here.
- Burada bir bayan var.
At your service, madam!
- Hizmetinizdeyim, bayan!
I am married to a Polish woman.
- Polonyalı bir bayanla evlendim.
This letter is to the old woman.
- Bu mektup yaşlı bayanadır.
I don't understand why a video of two female singers kissing is getting so much attention.
- Öpüşen iki bayan şarkıcının bir videosunun neden bu kadar ilgi çektiğini anlamıyorum.
Since 1990, eleven female students received the award.
- 1990'dan beri, on bir bayan öğrenci ödülü aldı.
My wife sings in the ladies' choir.
- Karım bayanlar korosunda şarkı söylüyor.
A wife who can be quiet is a gift of God.
- Sessiz olabilen bir bayan eş Tanrının bir armağanıdır.
She is another Madame Curie.
- O başka bir Bayan Curie.
The lady's funeral was held at the local church.
- Bayanın cenazesi yerel kilisede düzenlendi.
The lady's behaviour was always dignified.
- Bayanın davranışı her zaman onurluydu.
Miss Thomas teaches us history.
- Bayan Thomas bize tarih öğretiyor.
Do you know how old Miss Nakano is?
- Bayan Nakano'nun kaç yaşında olduğunu biliyor musun?
It's customary for waiters and waitresses to introduce themselves using only their first names.
- Bay ve bayan garsonların ilk isimlerini kullanarak kendilerini tanıtması gelenekseldir.
Have you ever hired a maid?
- Hiç bir bayan hizmetçiyi işe aldın mı?
The women of France are beautiful.
- Fransa'nın bayanları güzeldir.
Do you have problems understanding what women and children say to you?
- Bayanların ve çocukların sana ne dediklerini anlamada sorunların mı var?
Where is the ladies' room?
- Bayanların odası nerede?
Ladies and gentlemen, due to an accident at the airport, our arrival will be delayed.
- Bayanlar baylar, havaalanındaki bir kaza sebebiyle varışımız gecikecek.