الإنجليزية - التركية
تعريف anything which curbs or restrains في الإنجليزية التركية القاموس.
- bit
- bilgi iletme birimi
- bit
- önemsiz
- bit
- az miktar
- bit
- azıcık
O beni azıcık korkutmuyor.
-That doesn't scare me one bit.
Ben azıcık şaşırmadım.
-I'm not surprised one bit.
- bit
- temel veri ölçü birimi
- bit
- sağlama basamağı
- bit
- bilgisayarda bit
- bit
- gem
- bit
- delgi
- bit
- parça
Aşk bir oyun değildir, bu nedenle sadece en iyi parçaları seçemezsiniz!
-Love isn't a game, so you can't just cherry pick the best bits!
Tom üniversiteden beri bir parça değişmedi.
-Tom hasn't changed a bit since college.
- bit
- matkap
- bit
- two bits yirmibe
- bit
- {i} eksik etek
- bit
- sayısal bilginin en küçük hali
- bit
- küçük bir kısım
- bit
- (İnşaat) uç
Bu gece uçuş saatimiz 6 saatin altında olacak, ancak bazı şeyleri biraz hızlandırabilip hızlandıramayacağımızı göreceğiz.
-Our flying time tonight will be just under 6 hours, but I'll see if I can speed things up a bit.
- bit
- f., bak. bite
- bit
- elektronik beyin vb ile muhaverede en ufak birim
- bit
- {i} dizgin
- bit
- {i} parça, lokma, kırıntı
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف anything which curbs or restrains في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- bit
anything which curbs or restrains
الواصلة
a·ny·thing which curbs or restrainsالتركية النطق
enithîng hwîç kırbz ır ristreynzالنطق
/ˈenēˌᴛʜəɴɢ ˈhwəʧ ˈkərbz ər rēˈstrānz/ /ˈɛniːˌθɪŋ ˈhwɪʧ ˈkɜrbz ɜr riːˈstreɪnz/
Resimler
المفضلات