ansız

listen to the pronunciation of ansız
التركية - الإنجليزية
illegitimate child, bastard
abrupt
sudden

Since my brother died suddenly two years ago, my sister-in-law has valiantly kept going the small jewellery store he left her. - İki yıl önce kardeşimin ansızın ölmesinden beri, yengem onun kendisine bıraktığı küçük mücevher dükkanına gitmeye devam etti.

The cat was strutting around the yard, when it suddenly ran into the house. - kedi ipin üzerinde kasılarak yürüyordu, ansızın evin içine koştu.

unlooked-for
التركية - التركية
Anlayışsız, akılsız
Gayrımeşru çocuk
Ansızın
Meşru olmayan çocuk
ansız
المفضلات