anlamsız

listen to the pronunciation of anlamsız
التركية - الإنجليزية
nonsensical
meaningless

His words are meaningless. - Onun sözleri anlamsız.

What she said was completely meaningless. - Onun söylediği tamamen anlamsızdı.

senseless

There are sentences whose translation into certain languages is senseless and, therefore, should be avoided. - Muayyen dillere çevirisi anlamsız olan cümleler vardır ve bu yüzden, sakınılması gerekir.

This was senseless violence. - Bu, anlamsız şiddetti.

nonsense

It's nonsense to try that. - Ona uğraşmak anlamsız.

Tom was talking nonsense. - Tom anlamsız konuşuyordu.

pointless

Life is cruel but not pointless. - Hayat zalim; fakat anlamsız değil.

Life without love is just totally pointless. - Sevgisiz hayat tamamen anlamsızdır.

null
barren
insane
absurd

The price was absurdly high. - Bedel anlamsız olarak yüksekti.

insignificant

I'm so unimportant and insignificant. - Ben çok önemsiz ve anlamsızım.

meaningless, inane; nonsensical, senseless, incoherent; absurd; pointless, purposeless; vacuous
inane
unreasonable
for the birds
grotesque
incoherent

The foreigner answered with a long, incoherent sentence. - Yabancı uzun, anlamsız bir cümle ile cevap verdi.

expressionless

His face is always expressionless. - Onun yüzü hep anlamsızdır.

empty

My life would have been completely empty without you. - Sen olmadan yaşamım tamamen anlamsız olurdu.

frivolous

Do you feel that this lawsuit is frivolous? - Bu davanın anlamsız olduğunu hissediyor musun?

blank
inexpressive
purposeless
of no significance
dead pan
{s} vain
{s} ridiculous
glass
freakish
pathological
deadpan
feeble
chimerical
facile
nonsignificant
{s} yeasty
{s} sodden
colorless
absurdstatement
{s} unmeaning
expression

His face is always expressionless. - Onun yüzü hep anlamsızdır.

{s} vacuous
{s} inept
anlam
sense

What you are saying does not make sense. - Söylediğinin anlamı yok.

When I found my true identity, my life began to make sense. - Gerçek kimliğini bulduğumda, hayatım bir anlam ifade etmeye başladı.

anlam
meaning

YouTube videos are very meaningless. - YouTube videoları çok anlamsız.

The term hutong, originally meaning water well, came from the Mongolian language about 700 years ago. - Orijinalde su kuyusu anlamına gelen hutong sözcüğü, Moğol dilinden yaklaşık 700 yıl önce gelmiştir.

anlamsız dil
mumbo-jumbo
anlamsız kompliman
flummery
anlamsız sesler çıkarmak
gabble
anlamsız söz
inanity
anlamsız söz
jabber wocky
anlamsız söz
gobbledygook
anlamsız söz
rubbish
anlamsız söz
abracadabra
anlamsız törenler
gaud
anlamsız yarış
rat race
anlamsız yüz
dead pan
anlamsız yüz ifadesi olan
dead pan
anlam
meaning, sense
anlam
{i} denotation
anlam
{i} inference
anlam
{i} content

Where a painting's general sense seems clear, moreover, the exact decoding of its content remains in doubt. - Bir resmin genel anlamı açık görünse de, buna rağmen, onun içeriğinin tam çözümü şüpheli kalır.

anlam
construction
anlam
intention

You have to read between the lines to know the true intention of the author. - Yazarın gerçek niyetini bilmek için yazının gerçek anlamını bulmalısınız.

I don't understand what his intentions are. - Onun niyetlerinin ne olduğunu anlamıyorum.

anlam
effect

Some people find it easier to grasp the short-term effects of smoking. - Bazı insanlar sigaranın kısa vadeli etkilerini anlamayı daha kolay buluyor.

anlam
drift
anlam
sound

I tried to sound out his views. - Onun görüşlerini anlamaya çalıştım.

anlam
significance

Your thoughts are of no significance at all. - Düşüncelerinizin hiçbir anlamı yok.

anlam
rhyme or reason
anlam
point

There is no point in pretending to be sick. - Hastaymış gibi yapmanın anlamı yok.

Life is cruel but not pointless. - Hayat zalim; fakat anlamsız değil.

anlam
semantics

You're arguing semantics. - Anlambilim tartışıyorsunuz.

anlam
{i} mean

What does this mark mean? - Bu işaret ne anlama geliyor?

YouTube videos are very meaningless. - YouTube videoları çok anlamsız.

anlam
implication
anlam
meaning to
gereksiz, anlamsız, boş söz
superfluous, meaningless, empty words
anlam
strain
anlam
explanation

His explanation was too sketchy. I didn't understand it. - Açıklaması çok baştan savmaydı. Onu anlamadım.

Don't hesitate to ask questions if you don't understand my explanation. - Açıklamamı anlamazsan sorular sormaktan çekinme.

anlam
significancy
anlam
tenor
anlam
acceptation
anlam
signification
anlam
purview
anlam
meaning, sense mana
anlam
purport
anlam
import

Some day you will come to realize the importance of saving. - Bir gün tasarrufun önemini anlamak için geleceksin.

Understanding one another is important. - Birinin diğerini anlaması önemlidir.

anlam
hang

I don't understand why you hang out with her all the time. - Her zaman onunla niye takılıyorsun anlamıyorum.

I don't understand why you hang out with Tom so much. - Tom'la neden bu kadar çok takıldığını anlamıyorum.

boş ve anlamsız sözcükler
formula
hızlı ve anlamsız konuşma
gibberish
komik ve anlamsız benzetme
(Sanat) grotesquery
التركية - التركية
Anlamı olmayan, önemli bir şey anlatmayan, manasız
manasız
boş
Anlam
meal
Anlam
deme
Anlam
valör
Anlam
mana

Bu kelimenin manası nedir? - Bu sözcüğün anlamı nedir?

Kelimelerin manası kontekste göre değişir. - Kelimelerin anlamı içeriğe göre değişir.

Anlam
medlül
Anlam
fehva
Anlam
medlûl
Anlam
fevha
anlam
Bir kelimeden, bir sözden, bir davranış veya olgudan anlaşılan şey; bunların hatırlattığı düşünce veya nesne, mana, fehva
anlam
Bir önermenin, bir tasarının, bir düşüncenin veya eserin anlatmak istediği şey
anlam
Bir kelimeden, bir sözden, bir davranış veya olgudan anlaşılan şey, bunların hatırlattığı düşünce veya nesne, mana, fehva, valör
anlamsız
المفضلات