an artifice to obtain an advantage

listen to the pronunciation of an artifice to obtain an advantage
الإنجليزية - التركية

تعريف an artifice to obtain an advantage في الإنجليزية التركية القاموس.

reach
{f} erişmek

Yokohama'ya erişmek iki saatimi aldı. - It took me two hours to reach Yokohama.

reach
{f} ulaşmak

Sana telefonla ulaşmakta zorluk çektik. - We have had difficulty reaching you by phone.

Eğer her kullanıcı Tatoeba'ya günde yirmi ilave yaparsa, Noel'e kadar bir milyon cümleye ulaşmak mümkün olabilir. - If every user added twenty a day to Tatoeba, it might be possible to reach one million sentences by Christmas.

reach
uzanmak
reach
{f} varmak

Varmak istediğiniz yere ulaştınız. - You have reached your destination.

Saniyede 17 km hızla dünyadan en yakın ikinci yıldız olan Proxima Centauri'ye varmak yaklaşık 75.000 yıl alır. - At a speed of 17 km/sec, it would take about 75,000 years to reach Proxima Centauri, the second nearest star from Earth.

reach
vâsıl olmak
reach
{i} erim
reach
{i} menzil
reach
-e varmak
reach
elin erişebileceği uzaklık
reach
bulmak

Tom'a ulaşmak için bir yol bulmak zorundayız. - We have to find a way to reach Tom.

reach
uzatıp vermek
reach
kavrama gücü
reach
temas kurmak
reach
{f} vermek
reach
{f} uzanıp vermek
reach
{i} alan

Acele etsek iyi olur yoksa biz kamp alanına ulaşmadan önce fırtınaya yakalanırız. - We had better hurry or we'll be caught in the storm before we reach the camping site.

Onlar kazların beslendiği alana ulaştığında, o oturdu ve saf altın rengi olan saçını açtı. - When they had reached the common where the geese fed, she sat down and unloosed her hair, which was of pure gold.

reach
reach for almak üzere uzanmak
الإنجليزية - الإنجليزية
reach
an artifice to obtain an advantage

    الواصلة

    an ar·ti·fice to ob·tain an ad·van·tage

    التركية النطق

    ın ärtıfîs tı ıbteyn ın ädväntîc

    النطق

    /ən ˈärtəfəs tə əbˈtān ən adˈvantəʤ/ /ən ˈɑːrtəfɪs tə əbˈteɪn ən ædˈvæntɪʤ/
المفضلات