O görünüşte varlıklı fakat gerçekte değildir.
- He is wealthy in appearance but not in reality.
Roosevelt, 1858 yılında New York'ta varlıklı bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi.
- Roosevelt was born to a wealthy family in New York City in 1858.
Zenginlik için fazla arzum yok.
- I don't have much desire for wealth.
Sağlık zenginlikten daha önemlidir.
- Health is more important than wealth.
Bütün servetine rağmen o mutlu değildir.
- For all his riches he is not happy.
Bütün servetini kaybetti.
- He lost all his riches.
Brezilya çok zengindir; onun zenginliği çok büyüktür; kahve onun en büyük zenginliklerinden biridir.
- Brazil is very rich; its richness is immense; coffee is one of its greatest riches.
Japon edebiyatı güzelliği ve zenginliklerine rağmen, şimdiye kadar batıda yetersiz olarak bilinmektedir.
- Japanese literature, in spite of its beauty and riches, is as yet inadequately known in the West.