çokluk

listen to the pronunciation of çokluk
التركية - التركية
Sık sık, çokça, çok kez, çoğu
Sayı veya ölçü yönünden çok olma durumu, kesret, ekseriyet
Sık sık, çokça, çok kez, çoğu: "Ben çokluk ata binmediğim için, bir kaç ay içinde at toplandı, semirdi ve güzelleşti."- F. R. Atay
Kelimelerin belirli eklerle birden çok varlığı veya kişiyi bildirme biçimi, çoğul, cem
Çoğunluk
Sayı veya ölçü yönünden çok olma durumu, kesret, ekseriyet: "Anayasa değişikliklerinde iptale karar verebilmesi için üçte iki oy çokluğu şarttır."- Anayasa. Çoğunluk: "O akşam kibarların geleceğini, smokin, hatta frakların çoklukta olacağını söyledi."- H. E. Adıvar
bisyari
(Osmanlı Dönemi) URAM
(Osmanlı Dönemi) DİBR
(Osmanlı Dönemi) ZİHAF
(Osmanlı Dönemi) DİBRE
çokluk eki
Getirildiği kelimenin birden çok olduğunu anlatan ek, çoğul eki
çokluk
المفضلات