abese

listen to the pronunciation of abese
التركية - الإنجليزية
in vain
Without success; ending in failure

On the mountains of truth you can never climb in vain.

In a disrespectful manner, especially when concerning religion

Thou shalt not take the name of the LORD thy God in vain.

to no avail; "he looked for her in vain"; "the city fathers tried vainly to find a solution"
all for nothing
abes
nugatory
abes
unnecessary
abes
foolish
abes
futility
abes
{s} trivial
abes
senseless
abes
{s} vain
abes
absurd, unreasonable
abes
unreasonable, foolish; unnecessary, useless
abes
nonsensical
abes
unreasonable
abes
nonsense, absurdity
abes
absurd
abes
meaningless
abes
useless
abes
nonsense
abes
preposterous
abes
meaning
التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) (Abs. den) Çehresini çattı, sureti kerih oldu (meâlinde
Kur'an-ı Kerimin sekseninci suresi
abese irca
Reductio ad absurdum, olmayana ergi ya da Osmanlıca abese irca, Latince saçma olana indirgeme anlamına gelir ve bir iddiayı doğru kabul ederek saçma bir sonuca varıp iddianın yanlış olduğu sonucuna ulaşıldığı bir mantık yöntemidir. Bu yöntemde, yanlış olamayacak bir önermeyi zorunlu olarak doğru olduğunu kabul eden üçüncü olanağın dışlanması kanunu kullanılır. Aristo'nun sıkça uyguladığı bir yöntemdir
ABESE SURESİ
(Osmanlı Dönemi) Kur'an-ı Kerim'de sekseninci surenin ismi olup, Mekke-i Mükerreme'de nazil olmuştur. Saliha Suresi, Sefere Suresi de denilir
ABESE İRCA
(Osmanlı Dönemi) Mantık ve matematikte bir isbat şeklidir. Bir hükmün doğruluğunu isbat için, bu hükmü inkâr eden diğer hükmün yanlışlığı isbatlanır. Meselâ: Allah'ın varlığının inkâr edilmesinin imkânsızlığını veya abesiyetini göstermek, Allah'ın varlığını isbat yollarından biridir. Bu, "Abese irca" yolu ile isbat şeklidir
Abese 11
(Kuran) Dikkat et; bu Kuran bir öğüttür
Abese 12
(Kuran) Dileyen onu öğüt kabul eder
Abese 17
(Kuran) Canı çıksın o insanın, o ne nankördür!
Abese 18
(Kuran) Allah onu hangi şeyden yaratmış?
Abese 19
(Kuran) Onu meniden yaratıp merhalelerden geçirerek ona şekil vermiş
Abese 20
(Kuran) Sonra, yolu ona kolaylaştırmıştır
Abese 21
(Kuran) Sonra onu öldürür ve kabre koyar
Abese 22
(Kuran) Sonra, dilediği zaman onu tekrar diriltir
Abese 23
(Kuran) Hayır; Allah'ın kendisine buyurduğunu hala yerine getirmemiştir
Abese 24
(Kuran) İnsan,yiyeceğine bir baksın
Abese 25
(Kuran) Doğrusu suyu bol bol indirmekteyiz
Abese 3
(Kuran) Ne bilirsin, belki de o arınacak
Abese 32
(Kuran) Bunlar sizin ve hayvanlarınız için geçimliktir
Abese 33
(Kuran) O muazzam gürültü, kıyamet kopup geldiği zaman
Abese 37
(Kuran) O gün, herkesin kendine yeter derdi vardır
Abese 4
(Kuran) Yahut öğüt alacaktı da bu öğüt kendisine fayda verecekti
Abese 42
(Kuran) İşte bunlar inkarcı olanlar, Allah'ın buyruğundan çıkanlardır.*
Abese 7
(Kuran) Arınmak istememesinden sana ne?
ABES
(Hukuk) Boş, saçma
ABES
(Osmanlı Dönemi) Davarın kuyruğunda kuruyup kalan bevl ve ters
ABES
Akla ve gerçeğe aykırı
ABES
Gereksiz, lüzumsuz, yersiz, boş: "Artık söylemekte bir mahzur olmadığından gizlemek abes."- R. H. Karay
abes
(Osmanlı Dönemi) boş, mânâsız, faydasız, hikmetsiz
abes
Gereksiz, lüzumsuz, yersiz, boş
abes
Davarın kuyruğunda kuruyup kalan tersi
abes
Boş, yararsız, saçma
abese
المفضلات