a voice when it is being used inside a performance

listen to the pronunciation of a voice when it is being used inside a performance
الإنجليزية - التركية

تعريف a voice when it is being used inside a performance في الإنجليزية التركية القاموس.

part
parça

Anne pastayı üç parçaya böldü. - Mother divided the cake into three parts.

Bu fabrika, otomobil parçaları üretmektedir. - This factory manufactures automobile parts.

part
kısım

Teklifin diğer kısımlarını tartıştılar. - They debated other parts of the proposal.

Bu teori üç kısımdan oluşur. - This theory consists of three parts.

part
taraf

Üçüncü bir taraf olarak pozisyon almaya niyetliyim. - I intend to take my position as a third party.

Her iki taraf savaşa karşı çıktı. - Both parties opposed war.

part
kısmen

Kısmen sizinle aynı fikirdeyim. - I partly agree with you.

Bu yol deprem sonucu kısmen yıkıldı. - This road was partly destroyed in consequence of the earthquake.

part
yarı

Yarın partiye gelecekmisin? - Will you come to the party tomorrow?

Yarın arkadaşım için doğum günü partisi vereceğim. - I'm going to give a birthday party for my friend tomorrow.

part
ekseriya
part
görev

Tom zaten görevini yaptı. - Tom has already done his part.

Görevimi yapmayı planlıyorum. - I plan on doing my part.

part
yan

Gelecek Cumartesi, yani 25 Ağustos'ta bir parti düzenlenecek. - A party will be held next Saturday, that is to say, on August 25th.

Yandaki ev biraz gürültülü. Onların parti yapıp yapmadıklarını merak ediyorum. - The house next door is a bit loud. I wonder if they're throwing a party.

part
{f} ayır

Parti için sandalyeler ayırtıldı. - The seats were reserved for the party.

Ölüm bizi ayırana kadar iyi ve kötü günde seni seveceğim. - I will love you for better for worse till death us do part.

part
fasıl
part
ayrılmak

Ondan ayrılmak zorunda olduğu gün sonunda geldi. - The day came at last when he had to part from her.

O, evinden ayrılmak zorunda kaldı. - He had to part with his house.

part
{f} parçalanmak, ayrılmak; bölünmek
part
{f} tarakla ayırmak
part
(ial) parça (lı), kısmi
part
(fiil) ayırmak, tarakla ayırmak, ayrılmak, kopmak, elden çıkarmak
part
{i} parça, bölüm, kısım
part
{i} katkı. z. kısmen
part
{i} hisse, pay
الإنجليزية - الإنجليزية
part
a voice when it is being used inside a performance

    الواصلة

    a voice when it I·s be·ing used in·side a per·for·mance

    التركية النطق

    ı voys hwen ît îz biîng yuzd însayd ı pırfôrmıns

    النطق

    /ə ˈvois ˈhwen ət əz ˈbēəɴɢ ˈyo͞ozd ənˈsīd ə pərˈfôrməns/ /ə ˈvɔɪs ˈhwɛn ɪt ɪz ˈbiːɪŋ ˈjuːzd ɪnˈsaɪd ə pɜrˈfɔːrməns/
المفضلات