a set piece of an entertainer's act

listen to the pronunciation of a set piece of an entertainer's act
الإنجليزية - التركية

تعريف a set piece of an entertainer's act في الإنجليزية التركية القاموس.

routine
{s} rutin

Onlar rutini biliyorlar. - They know the routine.

Böylesine sorgulama rutin polis işidir. - Such questioning is routine police business.

a set of
bir takım

Öncüleri bir takım engellerin üstesinden geldiler. - The pioneers overcame a set of obstacles.

routine
hergünkü işler
a set of
set

Tom her zaman onun arabasındaki sandıkta bir set atlama kabloları saklar. - Tom always keeps a set of jumper cables in the trunk of his car.

routine
her zamanki

Her zamanki gibi olacağını umuyorduk, ama sıra dışı bir durumla karşılaştık. - We expected the routine, but we got the extraordinary.

routine
(Denizbilim) günel
routine
olağan
routine
alışılagelen
routine
alışkanlık haline gelmiş şey
routine
görenek
a piece of
bir parça

Bana bir parça bilgi getirdi. - He brought me a piece of information.

Benim bir zarfa, bir parça kağıda ve kurşun kaleme ya da bir dolma kaleme ihtiyacım var. - I need an envelope, a piece of paper, and a pencil or a pen.

routine
{s} alışılmış, her zamanki
routine
(sıfat) rutin, alışılagelmiş, her günkü, sıradan, değişmeyen, basmakalıp, klişeleşmiş, mekanikleşmiş
routine
{i} boş lâf
routine
{i} iş programı
routine
{s} alışılagelmiş
routine
{s} her günkü
routine
Yordam
routine
(isim) program, her günkü işler, sıradan işler, alışkanlık, adet, boş lâf, basmakalıp lâflar, yordam [bilg.]
routine
program (parçası) yordam
routine
{i} basmakalıp lâflar
routine
{i} program

Programı önceden bildiğine eminim. - I'm sure you already know the routine.

routine
{s} mekanikleşmiş
الإنجليزية - الإنجليزية
routine
a set piece of an entertainer's act

    الواصلة

    a SET piece of an entertainer's act

    التركية النطق

    ı set pis ıv ın entırteynırz äkt

    النطق

    /ə ˈset ˈpēs əv ən ˌentərˈtānərz ˈakt/ /ə ˈsɛt ˈpiːs əv ən ˌɛntɜrˈteɪnɜrz ˈækt/
المفضلات