a person or thing that is acting or capable of acting

listen to the pronunciation of a person or thing that is acting or capable of acting
الإنجليزية - التركية

تعريف a person or thing that is acting or capable of acting في الإنجليزية التركية القاموس.

active
{s} faal

Fadıl, Facebook'ta faaldir. - Fadil is active on Facebook.

Cumhuriyetçi Parti'de faaliyet gösterdi. - He became active in the Republican Party.

active
aktif

O oldukça aktif bir kişidir. - He is rather an active person.

Ek olarak yaşlılar birbirleriyle sosyalleşebilsin ve Amerikan hayatının aktif üyeleri olarak kalabilsinler diye birçok topluluk kurulmuştur. - In addition many groups have been formed so that the elderly can socialize with one another and remain active participants in American life.

active
{s} hareketli

Borsa çok hareketlidir. - The stock market is very active.

active
eylemli
active
kıpırdak
active
eteği belinde
active
eyleyici
active
canlı
active
etkin, aktif
active
(Askeri) FAAL, AKTİF: Gözetlemede, tespit edilebilecek düzeyde enerji yayan hareket veya teçhizat için kullanılan bir sıfat
active
hareket kuvveti olan
active
{s} enerjik

Liisa aktif ve enerjik bir genç kadın. - Liisa is an active and energetic young woman.

active
{s} üretken
active
(sıfat) aktif, çalışan, faal, işleyen, canlı, etkin, hareketli, enerjik, kıvrak, çalışkan, etken, üretken
active
{s} dilb. etken
active
{s} kıvrak
active
{s} çalışkan
active
(Tıp) a) Tesirli, etkili, müessir, aktif. b) Radyoaktif
الإنجليزية - الإنجليزية
active
a person or thing that is acting or capable of acting

    الواصلة

    a per·son or thing that I·s act·ing or ca·pa·ble of act·ing

    التركية النطق

    ı pırsın ır thîng dhıt îz äktîng ır keypıbıl ıv äktîng

    النطق

    /ə ˈpərsən ər ˈᴛʜəɴɢ ᴛʜət əz ˈaktəɴɢ ər ˈkāpəbəl əv ˈaktəɴɢ/ /ə ˈpɜrsən ɜr ˈθɪŋ ðət ɪz ˈæktɪŋ ɜr ˈkeɪpəbəl əv ˈæktɪŋ/
المفضلات