Japonya'da neredeyse tüm yollar tek şerittir.
- In Japan almost all roads are single lane.
Yolun iki şerite ayrıldığı bir yere geldik.
- We came to a place where the road branched into two lanes.
Çit bahçeyi kulvardan ayırır.
- A fence separates the garden from the lane.
Japonya'da neredeyse tüm yollar tek şerittir.
- In Japan almost all roads are single lane.
Yolun iki şerite ayrıldığı bir yere geldik.
- We came to a place where the road branched into two lanes.
Mary'nin konuşacak hiç kimsesi yok fakat o kendini yalnız hissetmiyor.
- Mary has nobody to talk with, but she doesn't feel lonely.
O yalnızken kendini her zaman müzikle rahatlattı.
- She always comforted herself with music when she was lonely.
Apartmanında tek başına olduğunda, bağımsız hissedersin. Odanda tek başına olduğunda, özgür hissedersin. Yatağında tek başına olduğunda, yalnız hissedersin.
- When you're alone in your apartment, you feel independent. When you're alone in your room, you feel free. When you're alone in your bed, you feel lonely.
Tek başıma olmam yalnız olduğum anlamına gelmez.
- Just because I'm alone doesn't mean I'm lonely.
O, bu ıssız yerde tek başına taşıyor.
- He lives in this lonely place by himself.
Tom olmadan burası çok ıssız olacak.
- It's going to be very lonely here without Tom.
... lane ...