a holding; restraint; custody; guard; charge; care; preservation

listen to the pronunciation of a holding; restraint; custody; guard; charge; care; preservation
الإنجليزية - التركية

تعريف a holding; restraint; custody; guard; charge; care; preservation في الإنجليزية التركية القاموس.

keeping
saklama

Sır saklamada iyi olmadığın için sana söylemeyeceğim. - I'm not going to tell you because you're not good at keeping secrets.

Bu kasa değerli eşyaları saklamak içindir. - This safe is for keeping valuables.

keeping
geçimini sağlama
keeping
(evrak vb) muhafaza etme
keeping
(dükkan vb) işletme
keeping
konumunda tutma
keeping
{i} tutma

Onun kapıyı açık tutma alışkanlığı var. - He has a habit of keeping the door open.

Tom sır tutmakta iyi değildir. - Tom isn't good at keeping secrets.

keeping
koruma

Var olan müşterileri korumak, yenilerini bulmak kadar önemlidir. - Keeping existing clients is just as important as finding new ones.

keeping
{i} uyum
keeping
{i} bakım
keeping
dayanıklı
keeping
{i} himaye
keeping
{i} nezaret
keeping
geçimini temin etme
keeping
keep sürdür/dur/bak/tut
keeping
{i} işletme
keeping
{i} geçindirme
keeping
{i} geçim, geçimini sağlama
الإنجليزية - الإنجليزية
keeping
a holding; restraint; custody; guard; charge; care; preservation
المفضلات