a fence, wall or railing to prevent passage or approach (2)

listen to the pronunciation of a fence, wall or railing to prevent passage or approach (2)
الإنجليزية - التركية

تعريف a fence, wall or railing to prevent passage or approach (2) في الإنجليزية التركية القاموس.

barrier
{i} bariyer

Bariyerde biletini göster. - Show your ticket at the barrier.

barrier
{i} set

Bilim adamları, Avustralya'daki Büyük Set Resifi'nin yarısından fazlasının son 30 yıl içinde yok edildiğini söylüyorlar. - Scientists say more than half of Australia's Great Barrier Reef has been destroyed in the past 30 years.

Belize set resifi, kuzey yarımküredeki en büyük set resifidir ve aynı zamanda popüler bir dalış noktası olan Büyük Mavi Delikle de ünlüdür. - The Belize barrier reef is the largest barrier reef in the northern hemisphere and is also famous for the Great Blue Hole, a popular diving spot.

barrier
(Politika, Siyaset) mani
barrier
aperatif
barrier
engel

Yüksek tarifeler uluslararası ticaret için bir engel haline gelmiştir. - High tariffs have become a barrier to international trade.

Bizim sosyal engelleri yıkmak için çok çalışmamız gerekmektedir. - We must work hard to break down social barriers.

barrier
çit
barrier
korkuluk
barrier
herhangi bir yolu kapamak için yapılan mania
barrier
{i} antartika'daki buz engeli
barrier
{i} duvar
barrier
doğal mânia çit
barrier
{i} (tren yolunda) geçit
barrier
{i} (çit, duvar, korkuluk gibi) engel; bariyer
barrier
barrier reef sahile yakın sığ mercan kayalığı
barrier
{i} start sınırı
الإنجليزية - الإنجليزية
barrier
a fence, wall or railing to prevent passage or approach (2)
المفضلات