a female descendant

listen to the pronunciation of a female descendant
الإنجليزية - التركية

تعريف a female descendant في الإنجليزية التركية القاموس.

daughter
{i} kız evlât

Kız evlat saçını fırçalar. - The daughter brushes her hair.

Tom her zaman bir kız evlat istemişti. - Tom had always wanted a daughter.

daughter
kız evlat

Kız evlat saçını fırçalar. - The daughter brushes her hair.

Dul bir kadın ve bir kız evlat bırakıyor. - He leaves a widow and a daughter.

daughter
{i} bağ

Anne, kızının saçına bir kurdele bağladı. - The mother tied a ribbon in her daughter's hair.

Kralın kızını kazanmalıyım! diye bağırdı ikisi de. - I shall win the king's daughter! they both cried.

daughter
kız çocuk
daughter
{i} ilişki

Sami'nin kendi kızı ile ensest ilişkisi vardı. - Sami has had an incestuous relationship with his daughter.

daughter
{i} kız

Ben, Helen Cartwright'ın kızıyım. - I'm Helen Cartwright's daughter.

Kızı onunla her yere gitmeye hevesli. - His daughter is eager to go with him anywhere.

daughter
daughter law gelin
daughter
(Nükleer Bilimler) kız (parçalanma ürünü),ürün
daughter
kerime
الإنجليزية - الإنجليزية
daughter
a female descendant

    الواصلة

    a fe·male de·scend·ant

    التركية النطق

    ı fimeyl dîsendınt

    النطق

    /ə ˈfēˌmāl dəˈsendənt/ /ə ˈfiːˌmeɪl dɪˈsɛndənt/
المفضلات